?SARKOZY, ANKARA?YI
DEMİR PERDE İLE AYIRAMAZ...?
?
Konferans sırasında, tahmin edebilece?iniz gibi, en çok ele alınan, toplantılar ve kulislerde konu?ulan konu, Türkiye?nin Avrupa Birli?i ile ili?kileriydi.
?
?zellikle Fransa?nın tutumu, Sarkozy?nin Türkiye ile Avrupa arasına bir demir perde kurmak istermi? gibi bir tutum takınması, çok ele?tirildi.
?
Halen Ankara?da sözü geçen ve dinlenen isimlerden ?21?inci asırda Avrupa?nın gidi?ini etkileyecek en önemli geli?me, Türkiye?nin katılımı olacaktır. Bakalım AB yenilecek mi, yoksa Türkiye?ye kapılarını açabilecek mi?? ?eklinde yorumlar duydum. ?
?
Sarkozy?nin yakla?ımı çok konu?uldu. Bu tartı?malarda, katılımcıları rahatlatan tek unsur, Olli Rehn?in sözleriydi. Rehn önceki ak?am bazı Türk kö?e yazarlarıyla yedi?i özel yemekte AB Komisyonu?nun Türkiye ile müzakerelerin devamına verdi?i önemi öylesine vurguladı ki, benim dahi içimi rahatlattı.
?
?nemli bir katılımcının ?Bu konuda paniklemeyin. 27 üye ülkenin 22?si sizi destekliyor. Yeter ki reformlarınızı sürdürün ve kulaklarınızı kapatın? sözlerine, ?Bunu söylemesi kolay, siyasiler için bunca olumsuz lafa ra?men reformları sürdürmek ise çok zordur?? yanıtını vermekten kendimi alamadım.
?
Benim en çok dikkatimi çeken uyarı, halen aktif hayatta ve en üst düzeyde görev yapan bir politikacıdan geldi. ?rnek olarak, Avusturya?nın katılım öncesindeki referandumunu gösterdi.
?
?...Tam üyelik öncesinde ilk referandumda ancak 3/1 EVET oyu çıkmı?tı. Aradan 3 yıl geçti ve yapılan yeni referandumdan 3/2 EVET çıktı...? dedikten sonra, herkese bir tavsiyede bulundu: ?...Bugünden Türkiye?nin tam üyeli?e kabul edilip edilmemesini tartı?mayı bırakalım. Bugün ne Türkiye hazır, ne de Avrupa hazır. Bugünden aramıza bir demir perde kurmayalım. Sonra bunu a?mak daha güç olur. Zamana bırakalım.? Sadece müzakerelerin devamını sa?layalım. Müzakereler sürsün,? 6-7 yıl sonraki duruma göre tartı?mayı açalım...?
?
Son derece do?ru bir saptama... Ancak ne olursa olsun, sürekli ?ekilde ?Türkiye?yi almayaca?ız? denilen bir ortamda, müzakere sürdürmenin zorlu?u da ortada...
?
Bu arada, Sarkozy?nin kampından ?Yakında Türkiye konusunda yeni bir strateji olu?turulacak. Cumhurba?kanı kendini çıkmaz sokaktan kurtarmak için, çifte hedefli yeni bir söylem geli?tirecek? ?eklinde sözler de duydum.
?
?u kadarını bilmekte yarar var ki, Sarkozy?nin katı tutumu Paris?i kö?eye sıkı?tırıyor. Onlar da bir çıkı? yolu arıyorlar.
?
Sabır gerekiyor. O da, bizim dünyamızda en az bulunan kalitelerden biri...
?
?
KOCAMAN İSİMLER
3 G?N NASIL YA?ADI?
?
Kahvaltınızı, Hollanda Kraliçesi, ö?le yeme?inizi, IMF Direktörü veya Dünya Bankası Ba?kanı ile yemek... Ak?amüstü içkisini Avusturya Ba?bakanı, Yunan Ekonomi Bakanı ile son geli?meleri payla?arak içmek... Ak?am yeme?inde, Dr. Kissinger?dan İran ve Irak?ta neler olabilece?ini dinlemek... Kahve arasında, Holbrooke?un Kuzey Irak konusundaki saptamalarını payla?mak... Yunan Ekonomi Bakanı, İsveç Dı?i?leri Bakanı veya Sarkozy?nin ba?danı?manı Barnier ile Avrupa Birli?i?nin Türkiye?ye bakı?ını tartı?mak...
?
Sanıyorum, bu konulara meraklı ki?ileri hayran bırakacak ba?ka hiçbir ?ey olamaz... ?çüncü gün sonunda zaten dost oluyorsunuz ve ilk isimle birbirinizi ça?ırmaya ba?lıyorsunuz.
?
Benim en çok dikkatimi çeken nokta, kraliçeler, ba?bakanlar, bakanlar ve di?er ünlülerin profesyonellikleri, toplantıları ciddiye alı?larıydı. Tek bir oturumu kaçıran olmadı. 85 ya?ındaki Kissinger?dan, Hollanda Kraliçesi?ne, Avusturya Ba?bakanı?ndan, Avrupa Bankası Ba?kanı ve IMF Direktörü?ne kadar herkes, sabah 08:00?de salona girdiler, aynı otobüslere binip davetlere gittiler. Ne valiz ta?ıyıcılar, ne sekreter.
?
Ali Babacan da, herkes gibi tek ba?ına kendine ayrılan yerde oturdu ve tüm konu?maları dinledi. Gerekti?inde müdahale etti. Hiçbir oturumu kaçırmadı.? Onun da etrafında ne koruma, ne de dosya ta?ıyıcıları vardı.? Performansı çok be?enildi.
?
İster Ba?bakan veya Kraliçe olsun, verilen sürenin dı?ına kimse çıkmadı. Konu?malar 1 ile 5 dakika arasını a?madı. ?stelik kimse de itiraz etmedi.
?
E?lenceli bir konferans de?ildi. Dolmabahçe Sarayı?nda, Abdullah Gül?ün nefis daveti ve 3 saatlik bir bo?az turu dı?ında, bo? bir an yoktu. İnsanlar, ırgat gibi çalı?tılar. Herkes konu?tu, katkıda bulundu veya soru sordu.
?
Ciddiyeti, çalı?ma temposunu ve payla?ılan bilgilerin kalitesini gördükten sonra, Bilderberg?in neden bu kadar üst düzey bir katılım çekti?ini ve neden böylesine merak edildi?ini daha iyi anladım.
?????????????????????????????????????????????
?
BU BA?ARININ İKİ
MİMARI VARDI...
?
Bilderberg Konferansı?nın İstanbul?da yapılması ve böylesine ba?arılı olmasının iki sahibi var. Biri konferansın lokomotifi olan Victor? Holberstadt. Ancak herkesin? te?ekkür etti?i isim Mustafa Koç idi. Koç, Türkiye?ye inanılmaz bir hizmet yaptı. Dünya?nın en önemli insanlarının saatlerce Türkiye?yi konu?malarını sa?ladı.
?
Daha da önemlisi, tüm kaynaklarını harekete geçirip, Bilderberg konuklarına unutulmaz bir üç gün ya?attı. Herkes aynı görü?teydi: ?Bu üç günü unutmayaca?ız?.
?
Davetlilerin havaalanına ini?lerinden, geri dönü?lerine kadar SETUR?un ola?anüstü organizasyonu, Dı?i?leri Bakanı Gül?ün Dolmabahçe Sarayı?nın o ?ahane tören salonunda verdi?i ve mehtap altında, müzi?i ve dervi?leriyle rüya gibi davet gerçekten unutulamaz.
?
Her ?ey nefisti...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|