BARZANİ, KÜRTLERİN
KURTARICISI OLMAK İSTİYOR
Mesud Barzani, Türk kamuoyunda popüler bir lider değil. Yaptığı bazı konuşmalar ve özellikle PKK’yı koruyan yaklaşımı, tepki topluyor. PKK’nın suikast girişimleri ve öldürdüğü masum insanların sayısı arttıkça da, bu tepki yaygınlaşıyor.
Mesud Barzani’yi sevmeyebilirsiniz, ancak neden ve ne yapmak istediğini de bilmemiz gerekiyor. Zira Mesud Barzani, cahil, kendini dev aynasında gören bir lider değildir. Gerçekçidir ve gücünün sınırlarını gayet iyi bilir. Herşeyin başında Barzani bir siyasetçidir. Üstelik, kesin bir hedefi olan ve bölgede yaşayan tüm Kürtleri (yani halkını) çok iyi tanır.
Mesud’un babası Mustafa Barzani’den aldığı tek miras, işte bu liderliktir. Hedefi Kürtlere bağımsız bir toprak elde etmektir. Uzun yıllar boyunca, bu rüyasının gerçekleşemeyeceğine inanmıştı. Birinci Körfez kriziyle birlikte de heryel istediği yönde gelişti. Hele, Bush yönetiminin Irak’ı istilası Barzani’nin önünü tümüyle açtı. İlk defa rüyasını gerçekleştirebileceğini gördü. Bu, onun son şansıydı... Ancak, önündeki en büyük ve en etkili engellerden biri Türkiye. Ayrıca, Türkiye bölgedeki en büyük Kürt toplumunu barındırıyor. Attığı her adım, Türkiye’nin çıkarlarına ters düşüyor. Eskiden kendini daha yakın gördüğü Ankara ile yolları artık tümüyle ayrılmış durumda.
Artık Türkiye için Barzani, ülkenin istikrarını bozabilecek bir aşiret reisi; Barzani için ise Türkiye, Kuzey Irak topraklarında gözü olan ve kürtleri düşman gören bir ülkedir.
Barzani, tüm tutumuyla Kürtlerin kurtarıcısı olmak istiyor. Sadece Kuzey Irak’ı değil, bölgedeki tüm Kürtleri –çok güç olduğunu bilmesine rağmen- tek bir bayrak altında toplamayı düşlüyor.
Türkiye’ye çattıkça, hem Kuzey Irak, hem de Türkiye’de yaşayan bir Kürt kesiminde prestiji yükseliyor. Liderliği güçleniyor.
Hapisten kurtulamayacak Öcalan ve yaşlanan Talabani’den sonra, önce Kuzey Irak, ardından da bölgedeki tek Kürt lider olarak kalacağını biliyor.
Bu saatten sonra, Mesud Barzani’den PKK’ya sırt çevirmesini, Kuzey Irak’tan kovalamasını ve Türkiye ile uzlaşmasını beklemek hiç gerçekçi olmaz. Gelişmeler, artık yollarımızı ayırmıştır. Yeter ki, Uluslararası ilişkileri şekillendiren olaylar yön değiştirsin, dengeler farklılaşsın... Belki o zaman, tekrar aynı pencereden bakabiliriz.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|