MAÇIN 2. DEVRESİ
BAŞLIYOR...
Doğrusunu söylemek gerekirse, Anayasa Mahkemesi’nin aldığı karar ne oranda hukukiydi, ne oranda siyasiydi anlaşılabilmiş değil. Mahkemenin üstünde öylesine bir baskı vardı ki, 11 yargıcın ne kadar güç duruma düştüklerini tahmin etmemek imkansız.
Asker açıkça “367 kuralını kabul edin” dedi.
CHP başta, muhalefetin geneli de 367 dedi. CHP daha da ileri gitti ve “eğer 367 kuralı kabul edilmezse, Türkiye’de çatışma çıkar” diyerek, mahkeme üzerine daha da büyük bir baskı getirdi.
Piyasaların mesajı “eğer 367 kararı çıkmazsa, ekonomik krize gidilir” şeklindeydi.
AKP dahi, el altından, mahkemeye “367’yi kabul edin de bu kriz bitsin” mesajı yolladı.
Böyle bir durumda, Anayasa Mahkemesi yargıçlarının yerinde olsanız ne düşünürsünüz?
Bütün Türkiye’nin yükü omuzlarınıza binmiş, eğer beklentileri karşılamazsanız ülkenin bir felakete gideceğini hissettiğinizde, hala “hukuk” mu dersiniz, yoksa “vatan adına”, benimsemeseniz dahi “367 gerekli” mi dersiniz?
Bunun yanıtını sizlere bırakıyorum.
Geçelim.
Şimdi yepyeni bir döneme giriyoruz.
Şu andaki skor 1-1.
İlk golü asker attı.
Beraberliği, AKP’nin açıklaması gerçekleştirdi.
Hakem de (Anayasa Mahkemesi) düdüğü çalıp, ilk devreyi bitirdi. Şimdi ikinci devre başlıyor.
İkinci devrenin koşulları çok farklı. AKP oyunun kurallarını değiştiriyor. Maçı, karşı tarafın sahasına taşıyor.
Erdoğan, açıkça “hodri meydan” diyor.
Cumhurbaşkanı’nı seçtiremeyince, Genelkurmay’dan muhtıra alınca, bu defa halka gidiyor. Bu yaklaşıma kimse karşı çıkamaz. Eğer bu ülkede demokrasi geçerliyse, kimse bu öneriye itiraz edemez.
AK Parti, halka giderek doğrusunu yapmaktadır. Bu kadar karmaşadan ancak, bu şekilde çıkılabilir.
Ancak, bu arada unutulmaması gereken bir nokta daha vardır. O da, bundan sonra, tüm oyuncuların dikkat etmesi gereken, askerin muhtırası olmalıdır.
Bu muhtıra yerde kalmaz.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ni biraz tanıyan, Genelkurmay’ın “Eh, ne yapalım, biz elimizden geleni yaptık” demeyeceğini bilir. Hükümetin askerin istediğini yapması gerektiğini söylemiyorum. Söylemek istediğim, atılacak adımlarda, laik kesimin duyarlıkları kadar, ne kadar haklı ve haksız bulursak bulalım, Genelkurmay’ın yolladığı e-muhtırayı da dikkate alması gerektiğidir.
Muhalefet, askeri kışkırtmaktan vazgeçmeli, hükümet de atacağı adımlarda duyarlı davranmalıdır.
Türkiye’de artık fiili darbe dönemi kapanmıştır. Artık muhtıralar dönemi de kapanmalıdır.
Hepimizin amacı, rayından çıkmış olan demokrasi trenini tekrar yola sokmak olmalıdır. Bırakalım tren yeniden yol almaya başlasın, ilerde yeni dengeler kurabiliriz.
Gün, hesaplaşma günü değil.
Gün, yol kazasından kurtulma günüdür.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|