BAHÇELİ, MHPYİ
MERKEZE ÇEKİYOR...
Seçimler yaklaştıkça, partilerin siyaset yelpazesindeki yerleri de yeniden ilgi çekiyor. Ancak bu defa, şerit değiştirmeler çok daha fazla. Bir zamanların Solcu-Cumhuriyetçileri, hiçte aynı çizgide görünmeyen partilere gidiyorlar. Aşırı Milliyetçi-Ulusalcılar da sol söylemli partilere kayabiliyorlar.
Benim en çok dikkatimi çeken, MHP lideri Bahçeli’nin partisini konumlandırma konusundaki duyarlığı.
Bu yaklaşım yeni de değil. Uzunca bir süredir göze çarpıyordu, ancak şu sıralarda daha da belirginleşti.
Bahçeli’nin veto ettiği söylenen isimler (İbrahim Şahin, Sabri Uzun, Mehmet Fatih Bucak, Ayhan Çevik, Süleyman Ulusoy, Azmi Karamahmutoğlu, İbrahim Dedeoğlu) olsun, Ülkücü gençlere yaklaşımı olsun, MHP’yi merkezde tutma çabasının en belirgin işaretleridir.
Ülkücü gençlerin sokak eylemlerine karşı çıkan, onları bilgisayar başında görmeyi tercih ettiğini söyleyen Bahçeli, tüm eleştirilere rağmen, MHP’nin eski kavgacı görüntüsünü değiştirmekte ısrarlı olduğunun mesajlarını arttırıyor.
MHP liderinin söyleminde bir fark yok. Eski politikalarını sürdürüylor, ancak vitrinine adı kamuoyunda tepki çeken kişileri koymak istemiyor. Bu kişilerin haklı veya haksız faaliyetlerini geride bırakmak ve yeni bir başlangıç yapmak istiyor. Buna karşılık vitrine Gündüz Aktan, Deniz Bölükbaşı gibi isimlerin alınması bu partiyi ilginçleştiriyor.
Aynı şekilde, ülkücü gençlerin vurdulu-kırdılı eylemlerinin de parti imajını bozduğuna inanıyor olmalı ki, bu konudaki yaklaşımını titizlikle sürdürüyor.
Dışardan bakıldığında, BBP yaptığı transferler, seçtiği adaylar ve sertleşen gençlik kollarıyla, siyaset yelpazesinde uç parti konumuna girerken, MHP daha Merkez Partisi oluyor.
Merkeze yerleşen partilerin iktidarı paylaşma şanslarının, daima marjinal veya uç partilerden daha fazla olduğunu düşünürsek, Bahçeli’nin MHP çizgisinde ve vitrininde uyguladığı ince ayarın, seçim şansını arttırdığını da söylemeliyiz.
Bu parti, geçmişte birçok tatsız olaya karışmış ve toplumun bir kesimini korkutmuştu. Eğer son yıllardaki değişim süreci başarıyla tamamlanabilirse, MHP kendine layık gerçek yerine oturacaktır.
Bahçeli, bu yaklaşımı nedeniyle parti içinden ve dışından çok eleştiri alıyor. Ancak liderlik cesaret isteyen bir iştir. Gidişe bakılacak olursa, Bahçeli’nin de bu eleştirilere pek aldırmadığı anlaşılıyor.
İşte önümüzdeki seçimler, MHP ve lideri için, bu açılardan son derece önemli bir sınav niteliğinde geçecek. MHP barajı atlatabilirse, Bahçeli ektiğini biçecek. Parti baraj altında kalırsa, o zaman da liderin üstündeki muhalefet baskısı dayanılamayacak bir noktaya varabilir.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|