İTİRAZ EDİLMESİ ÇOK
GÜÇ BİR İSİM…
Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığına seçilmesi, hem ülke içinde, hem de uluslararası alanda genelde olumlu karşılandı.
Zaten başka türlüsü de düşünülemez.
Gül, daima güler yüzlü ve yumuşak bir ses tonuyla konuşur. İçinde pek o kadar yumuşak olmasa dahi, sertliklerini hiçbir zaman açığa vurmaz. Uzlaşı arayan, kavgadan kaçınan üslubu sayesinde prim kazanmıştır.
Laik kesimlerde, hatta Silahlı Kuvvetler arasında dahi Gül’ün daha farklı bir yeri vardır. Erdoğan’a karşı duyulan tepkiler, Gül’e karşı görülmez. Eşinin türbanlı olması dahi, nedense Erdoğan’ın eşinin türbanı kadar rahatsız etmez.
Gül’ün cumhurbaşkanlığı, diğer adı geçen bazıları ile karşılaştırıldığı taktirde daha “gerçek” olacaktır. Gül’ün “bir süs Cumhurbaşkanı “olmasını kimse beklemez.
Dışişleri Bakanı’nın Köşk adayı seçilmesi, Ak Parti’deki olası bölünmeleri de önledi. Milli Savunma Bakanı’nın askerler tarafından tercih edildiği biliniyordu. Vecdi Gönül’e en sert muhalefetin de Arınç’tan geldiğine dikkat çekenler, “yine askerin dediğini yapmış olacağız” diye tepkiler geldiğini, oysa Gül’ün eşinin türbanıyla partiye daha başka mesaj yollayacağını belirtiyorlar.
Gül’ün Cumhurbaşkanlığı’na çıkması, uluslararası ilişkiler açısından da olumlu yansımaları olacaktır. Daha ilk gününden başlayarak, Washington ve Brüksel’den gelen tepkiler de bunu gösteriyor.
Gül, kısa sürede güçlü ilişkiler kurdu. Liderlerle kişisel ilişkiler oluşturdu ve daha da önemlisi, hem Avrupa Birliği hem de Washington’un güvenini elde etti.
Gül’ün hükümeti bırakmasının bazı olumsuz yansımaları da olacaktır elbette. Bunlara ilerde daha fazla değineceğiz, ancak ilk akla gelen, Avrupa Birliği ile ilişkilerin en güçlü yandaşını kaybettiğidir. Avrupa, Gül’ü mumla arayacaktır.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|