SON DESTEKÇİMİZ DE
SİYASETİ BIRAKIYOR
Bazılarımız için, Fransız Devlet Başkanı Chirac Türk düşmanıdır. Ermeni sorunundaki tutumu, AB sürecinde aldığı bazı kararlar tepkiyle karşılandı, yerden yere vuruldu. Olsa, Chirac gerçek bir Türk dostuydu. Türkiye’nin stratejik değerini en iyi bilen Avrupalı liderlerin başında geliyordu. Ona haksızlık etmemeliyiz.
Eğer Chirac, siyasi risk alarak, Türkiye’yi desteklememiş olsaydı, Avrupa Birliği’nden müzakere tarihi kararı çıkmazdı. Chirac, Fransız kamuoyundaki tepkilere ve Sarkozy’nin tüm baskısına rağmen, müzakere sürecini başlattı. Eğer itiraz etse, ne Alman ne de İngiltere’nin, böyle bir tarihi almaya gücü yeterdi. Bana bizzat Almanya’nın eski başbakanı Schröder anlattı. ”2003 yılında eğer Chirac bana tam destek vermeseydi, Türkiye’ye tarih veremezdik” dedi.
Fransız Devlet Başkanı, en zor işi başarıp Türkiye’ye yeşil ışık yakılmasını sağladıktan sonra iç politika baskısı altında kaldı. Bizim tepki gösterdiğimiz kararlara imza attı. Her politikacı gibi, bunları yapmak zorundaydı. Yine de, ne olursa olsun toplum olarak Jacques Chirac’a bir teşekkür borcumuz var. O, Fransa ile Türkiye arasındaki, belki de son bağ idi.
Chirac’ın gidişiyle, Türkiye’yi destekleyen eski dörtlüden sonuncusu da sahneden ayrılmış oldu. Alman Schröder ve İtalyan Berlusconi’nin dönemleri kapandı. İngiliz Blair’in etkisi bitti.
Türkiye bundan böyle, Avrupa’nın fırtınalı denizinde tek başına yelken açacak. Bizi limanına kabul edip, destek verecek kimse yok.
Bundan böyle işimiz daha da zorlaşacak.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|