ERDOĞAN KIZINCA,
IRAK POLİTİKASI KARIŞTI
Geçen hafta, Bush’un yeni Irak stratejisi açıklandıktan sonra, Dışişleri Bakanlığı’ndan bir açıklama yapıldı.
Ankara, Bush’un konuşmasından memnundu.
Türk yetkililere göre, tamamen teknik yönden incelendiğinde, Başkan Bush, Türkiye açısından önemli noktalara parmak basmıştı:
- Irak’ın bölünmemesi üzerinde durmuş, böylece bağımsız Kürt Devleti olasılığına karşı çıkmış;
- Kuzey Irak’taki petrolün sadece Kürtler’e bırakılmamasını ve ortak kullanılmasını desteklemiş;
- PKK’dan ismen söz etmemekle birlikte, bölgedeki terör faaliyetlerine karşı tutum almıştı…
Dışişleri Bakanlığı, Bush’un konuşmasını bu yönleriyle değerlendirip memnuniyetini belirtmesine rağmen, rahatsız olduğu noktalar da yok değildi. Örneğin, Türkiye’nin Kerkük’e özel statü verilmesi ve referandumun ertelenmesi konusundaki duyarlıkları görmezden gelinmiş, her ne kadar ABD Dışişleri’nde açıkça adından söz edilmiş olsa dahi, PKK kelimesinin telaffuz edilmesinden kaçınılmıştı.
Dışişleri için genel denge yine de olumluydu.
Ancak gelin görün ki, Başbakan böyle düşünmüyordu.
Bush’un açıklaması ile iç içe giren bir diğer gelişme, Başbakan’ın tepesini attırdı.
Bağdat’taki Amerikan Büyükelçisi Halilzad’ın, Talabani ve Barzani ile görüştükten sonra “Türkiye’nin Irak’ın içişlerine karışmaması gerektiğini” söylemesi, adeta bomba etkisi yapmış. Gelişmeleri yakından izleyenlere göre, tam bir yol kazası yaşanmış.
Gerçekten de yol kazası. Hem de çok tehlikeli bir yol kazası. Zira Başbakan’ın şu sözleri Washington’da çok farklı yorumlandı: “Ne yani, ABD 10 bin kilometre uzaktan gelip Irak’a müdahale edecek ve kimse bir şey diyemeyecek. Biz ise yanı başımızda ve 350 kilometre ortak sınırımız olan aynı ülke hakkındaki görüşlerimizi seslendiremeyeceğiz. Olur mu böyle şey…”
Başbakan’ın bu söyledikleri halkın çok hoşuna gitti. Alkışlandı. Ancak, hem Washington’da hem de Ankara’daki bazı çevrelerde kaşların kalkmasına neden oldu. Zira bu sözler, Erdoğan’ın Bush yönetimiyle ilişkilerini germek istediği şeklinde yorumlandı. Türk Dışişleri çevrelerinde dahi “Başbakan böyle konuşmasa daha iyi olurdu” diye yorumlandı. Özetle, Erdoğan’ın çıkışı son derece haklı ancak şekil ve zamanlama açısından talihsiz göründü. Her ne kadar, Erdoğan’ın amacı, Büyükelçi Halilzad’ın sözlerine tepki göstermek idiyse dahi, mesaj farklı yerlere gitti.
Şimdi tamirat operasyonu başlıyor.
Bu hafta, ABD Dışişleri Bakanı Burns Ankara’ya geliyor. Burns’ün bu gezisi, bizim gönlümüzü almak için yapılmıyor. Uzun süre öncesinden planlanmış. Ardından da, Şubat başında Gül Washington’a gidiyor.
Seçim döneminde daha nice yol kazaları yaşanacaktır. Yeter ki, sözler amacını aşmasın. Zira Türkiyemiz bölgenin en duyarlı yerinde oturuyor. Herkesin ağzından çıkanı iyi kontrol etmesi gerekiyor. “Herkes” derken, bundan hem kendimizi, hem Amerikalı yetkilileri, hem de Kuzey Irak Kürtleri’ni kastediyorum.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|