DÜNYAYI ŞAŞIRTMAKTAN
BAŞKA ÇAREMİZ KALMADI
Belki bizler ciddiye almıyoruz, ancak Ermeni Soykırım iddiaları giderek ciddileşiyor. Her yıl bu resmi kıskaç biraz daha daralıyor. Bugüne kadar 18 ülke parlamentosu, Türkiye’nin Ermenileri Soykırıma uğrattığı yolunda karar almış. Sırada bir bu kadarı daha var.
Bu manzara karşısında, bırakın rahatsız olmayı, paniklememiz gerekir. Bugün bu kararı alan parlamentolar, yarın “ermeni Soykırımını reddetmenin suç sayılacağı” kararını da alacaklardır. Bir süre sonra, hükümetlerine dönecekler “Türkiye’ye, Soykırımı kabul etmesi için yaptırım uygula” diyeceklerdir. Daha sonra da, olaylarda hayatını kaybetmiş olan Ermenilerin ailelerine tazminat ödenmesi ündeme getirlecektir.
Hele ABD kongresinin önüne gelen son tasarı geçerse, iplik söküğü etkisi yapacak ve diğer ülkeler de harekete geçeceklerdir.
Türkiye artık bu gerçeği görmeli ve gerçekçi adımlar atma cesareteni göstermelidir. Artık, “Bizler haklıyız, Ermeni diasporası dünya’yı aldatıyor” diyerek bir yere varılamaz. Artık. Belgesel yayınlayarak, kitap dağıtarak, konferanslar düzenleyerek uluslararası kamuoyu etkilenemez.
Tren kaçırılmıştır.
Eğer Soykırım suçlamasından kurtulmak veya hiç değilse bir süre daha ertelemek istiyorsak, o zaman dünya’yı şaşırtacak adımlar atmak zorundayız.
Tercih çok açıktır.
Ya bugünkü politikalar aynen sürdürülecek (yani bol laf üretilecek ve sadece ermeni lobisi suçlanacak) sonunda da Soykırım duvarına sıkışacağız veya bambaşka yaklaşımlar benimsenecek ve insanların kafası karıştırılacak.
İşte sırf bu nedenle geçenlerde “ermenistan ile diplomatik ilişki kurabilme” amacıyla, ön koşulsuz masaya oturulması fikrini desteklemiştim. Ermeni lobisiyle başa çıkılamayacağı için, Erivan’ı muhatap almanın önemine değinmiştim. Sınır kapısının açılmasının sağlayacağı yararlara dikkat çekmiştim.
Göreceksiniz, sarece bunlar da yetersiz kalacak. Uluslararası kamuoyunu hayretler içinde bırakacak cesarette başka yaklaşımlar da gerekecek.
Soşkırım lekesi ne yazık ki anlımıza vurulmak üzere. Bu lekeden kurtulmanın tek yolu, kabuğumuzu kırmaktan geçiyor. “aman Azeri kardeşlerimizi kızdırmayalım” veya “aman Milliyetçi-ulusalcı kesimi ayaklandırmayalım” diye kendimizi sınırlarsak, ülkemize yazık ederiz. Torunlarımıza, kendi beceriksizliğimizden dolayı, haketmedikleri kara bir leke bırakırız.
Ben, ABD kongresindeki ve yeni gelecek olan Soykırım tasarılarını engelleyebilmenin yolunu göremiyorum.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|