Mehmet Ali Birand
 
ERDOĞAN’I SADECE AB KURTARIR…
 
 

ERDOĞAN’I SADECE

AB KURTARIR…

 

Siyasetin ince hesapları ve komplo teorileri bir yana, Tayyip Erdoğan’ı çok zorlu bir yıl bekliyor.

 

Cumhurbaşkanlığı kavgasının görünen yüzünde laik kesimler, hem Köşk’ü hem de TBMM’ni AK Parti’ye bırakmak istemiyorlar. Hatta zaman zaman pek demokrasiyle bağdaşmayacak önerilerde bulunuyorlar. Ortaya çıkacak gerilime işaret ediyorlar. Başbakan ise, ”Anayasa’ya uygun hareket ediyorum” diyor. Haklı olarak “Buna neden itiraz ediyorsunuz?” diye soruyor. Kendi açısından gerçekten de haklı. Oyunu alıp gelmiş bir parlamento var ve bu parlamento şimdi Cumhurbaşkanı’nı seçecek. Bunda hiçbir anormallik yok.

 

Ancak, laik kesim haklı olarak kaygılanıyor. Hem Köşk, hem de Parlamento’nun Ak Parti’ye kaymasıyla, ülkedeki dinci muhafazakar akımların kontrolü daha da yaygın şekilde ele alabileceğini görüyorlar. Laikler ve muhafazakarlar arasındaki   dengenin  bozulacağını  hesap  ediyorlar. Bundan  dolayı da,  hiç  değilse Köşk’e -sembolik olarak- eşi türbanlı olmayan bir Ak Partili’nin gitmesi için bastırıyorlar.

 

Ben bu ülkede bir din devleti kurulamayacağına inananlardanım. Laik- Demokratik- Liberal kesim öylesine güçlü ki, böyle bir olasılığın gerçekleşmesine imkan vermez. Bundan dolayı da, Köşk’e eşi türbanlı olan birinin çıkmasını tehlike gibi görenlere katılmıyorum.Önemli olan bu semboller değil, seçilen kişilerin tutumlarıdır. Eğer yolundan şaşan olursa, onu tekrar doğru yola getirmekte bizim görevimizdir. Ayrıca bu kadar da gücümüz vardır.

 

Bu pencereden baktığım zaman, benim gibi düşünenler için de önemli olan, Ak Parti’nin Türkiye’yi Avrupa hedefine götürüp götürmediğidir. Türkiye’yi AB’ye götüren bir lider, bu ülkeyi aynı zamanda din devletine dönüştüremez. İşin tabiatına aykırıdır. AB ile ilişkilerinizde, şark kurnazlığı ile bazı kriterleri bypass edebilirsiniz, ancak din devleti oluşturulması çabalarını yutturamazsınız ve haşa kabul ettiremezsiniz. Dolayısiyle, Türkiye- AB ilişkilerinin sıhhati benim için en önemli sigortadır. Bu ilişkilerin sağlığını kontrol edebilmenin en doğru yolu da, Kopenhag Kriterleri’ne uyum için atılması gereken adımlar ve reformlardır.

 

Ak Parti, 301’den başlıyarak reformları yapıyor mu , yoksa üstüne mi yatıyor ?

 

Ben buna bakarım.

 

Reformlar hızla sürüyorsa, Cumhurbaşkanlığı’na kimin çıktığı da o kadar önemli değildir. Önemli olan ülkenin nereye götürüldüğüdür.

 

Recep Tayyip Erdoğan’ı da bizler bu yanıyla tartacağız. Attığı adımların Anayasa’ya uygun olup olmadığı veya hukuken bir sakıncası bulunup bulunmadığına göre değil. Zira, Türkiye’nin laik- demokratik yörüngesinden çıkmamasının tek güvencesi Avrupa Birliği’ne attığı çabanın gücüdür.

 

 



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…