?
Mehmet Ali Birand
?
Demokrasi sınavında sınıfta kaldık...
?
?
Bundan önce kapattıkları, ülkenin sorunlarına hiçbir çözüm getirememi?Ÿti. Bu defaki de getirmeyecek. Fikirleri yasaklayarak, cezalandırarak bir yere varılamayaca?Ÿını hâlâ ö?Ÿrenebilmi?Ÿ de?Ÿiliz.12 Eylül Anayasası ile, bugünkü dünya ve ülke gerçekleri çerçevesinde ya?Ÿanamayaca?Ÿı da bir defa daha ortaya çıktı.Fazilet kadroları 28 ?žubatta cezalandırılmı?Ÿtı. ?žimdi adeta idama mahkum edildiler. Aslında, buna hiç gerek yoktu. 28 ?žubatın mesajını almı?Ÿlar ve uyum göstereceklerini de ortaya koymu?Ÿlardı. Milli Görü?Ÿ yakla?Ÿımını benimsemeyenler, yollarını ayırma kararını almı?Ÿlar.Türkiye, gereksiz ?Ÿekilde, ma?Ÿa varken elini yakarak ate?Ÿi söndürmeye kalktı.Zaten aksak yürüyen demokratik sistemine kendi kendine yeni bir darbe vurdu.Tek umudumuz bu geli?Ÿmenin sonuncu olması ve Türkiyenin parti kapatma dönemini kapatması gerekti?Ÿini anlayabilmesidir.?‡ıkacak tepkilere de sinirlenmeyelim.Zira, kendi dü?Ÿen a?Ÿlamaz. Anayasa Mahkemesi, T.C. tarihinin 40ıncı parti kapatma kararını aldı. Yollar burada ayrılıyor Bu geli?Ÿmeyle birlikte, yıllardır izledi?Ÿimiz ve Erbakanın yaratıp liderli?Ÿini yaptı?Ÿı Milli Görü?Ÿ Hareketi bölünüyor ve devrini kapatıyor. Bu siyasal İslam dünyasında, Berlin Duvarının çökmesi ile e?Ÿ anlamdadır.Erbakan yakla?Ÿımı, Erbakan dönemi böylece kapanıyor. Piyasadan tamamen silinmese dahi, Erbakan ve Milli Görü?Ÿ Hareketi cılızla?Ÿacaktır.Yolun sonuna gelinmi?Ÿtir.Artık siyaset sahnesinde, Tayyip Erdo?Ÿan-Abdullah Gül ikilisinin ba?Ÿını çekti?Ÿi yenilikçilerin partisi hazır. Geriye tabelaların çakılması kaldı.Peki, nasıl bir parti olacak?Büyük soru i?Ÿareti de bundan kaynaklanıyor?Söylemleri ve genel yakla?Ÿımlarının Erbakana oranla çok farklı olaca?Ÿı belli. Ancak, "dinci parti" damgasından nasıl kurtulacakları henüz bilinmiyor.İslamcılar için önümüzdeki aylar bu açıdan son derece önemli.Gerçekten bir yenilik getirebilirlerse, Türkiyenin önünü açabilecekler. Merkez parti konumuna oturabilecekler ve ülkenin yönetiminde rol alabilecekler.İslamcılar eskiden, Türkiyeye batıyı ?Ÿikayet eder kötülerlerdi. Ardından, batıyı över ve aksine Türkiyeyi batıya ?Ÿikayet eder oldular.De?Ÿi?Ÿim rüzgarları artık fırtınaya dönüyor. Bakalım kimler ayakta kalabilecek, kimler da?Ÿılıp gidecek? Anayasa Mahkemesi kararı, çe?Ÿitli kesimlerde çe?Ÿitli ?Ÿekillerde yorumlanacak. Ancak, ortada bir de yepyeni bir durum var. Oyak neden banka istiyor? " ... Ordu Yardımla?Ÿma Kurumunun bir banka daha alması, Polis Vakfına banka satılması sistemi bozar.Ordu bizim canımız. Feda olsun kanımız. Polise saygımız büyük. Ama, ordunun ve polisin finans, ticaret ve sanayi kesimlerinde a?Ÿırlı?Ÿının olması do?Ÿru de?Ÿildir. Ordu Yardımla?Ÿma Kurumunun "Oyak Bank" adında bir bankası var. Oyak Banka ek olarak Ordu Yardımla?Ÿma Kurumuna Demirbank da satılır ise, bankacılık kesiminde a?Ÿırlı?Ÿı büyür. Ordu Yardımla?Ÿma Kurumunun ordu ile do?Ÿrudan ili?Ÿkisi yok ama, ordumuzun kurumu... Banka denilen ?Ÿey batar da çıkar da... Ordu Yardımla?Ÿma Kurumunun bir bankasına kar?Ÿı Ankaranın tedbir alması, kapatması veya destekleyip kurtarması yanlı?Ÿ anlamalara neden olur.Bunun ordu sempatizanlı?Ÿı ile ilgisi yok. Aynı ?Ÿekilde Maliye Müfetti?Ÿleri Vakfı, Hazine Memurları Yardım Kurumu banka satın almak istese onlara da banka satılamaz.Sahipsiz bankacılık olmaz. Her bankanın bir sahibi olmalıdır.Bankacılık sorumluluk ister. Bankalarda "kolektif sahiplik" olmaz. Emekli sandıklarının, sendikaların, vakıfların bir bankada pay sahibi olmaları do?Ÿaldır. Ancak sandıkların, sendikaların, vakıfların kolektif yönetim yapısı içinde bir bankada sorumluluk üstlenmeleri bir bankayı yönetmeleri (güçtür demiyorum) imkansızdır. Banka yönetiminde bir "muhatap" bir "sorumlu" olmalıdır. Ba?Ÿka ülkelerde halka açık bankalarda azınlık hissesi ile de olsa, bankayı kimin yönetti?Ÿi, yönetiminden sorumlu sermayeder bellidir.Bunlara dikkat etmeden bankalar yalap ?Ÿalap satılırsa üç yıl sonra, be?Ÿ yıl sonra devlet gene bu bankaları kurtarmak için halktan para toplamaya mecbur olur."Sanırım buna eklenecek ba?Ÿka bir ?Ÿey yok. Güngör Urasın çar?Ÿamba günkü yazısı, piyasalarda çok konu?Ÿulan, ancak asker korkusu nedeniyle açıkça söylenemeyen bir noktaya parmak basıyor. ?œstünde dü?Ÿünülmesi gereken bir konu oldu?Ÿu için, ilgili bölümünü aynen alıyorum. Kitap Kö?Ÿesi 236: Zengin ile yoksulu ayıran sayı Ara?Ÿtırmacı - gazeteci Mustafa Sönmezin "Gelir Uçurumu" adlı kitabı vahim bir manzara ortaya koyuyor. Türkiyede en zenginle en yoksulun cebine giren para arasında tam 236 kat fark var da ondan. Yani zengin 236 alıyorsa yoksul 1 alıyor. Biri ayda 7 milyar 539 milyon kazanıyor, di?Ÿeri ise sadece 32 milyon lira. Marmara Bölgesinde ya?Ÿayanlar gelir pastasının %40lık dilimini yerken, Güneydo?Ÿudakilere %4lük dilim kalıyor. Sönmez iyi bir ara?Ÿtırmacı, kitabı da bir ba?Ÿvuru kayna?Ÿı niteli?Ÿinde. Hizbullah tehlikesi ortadan kalkmadı Atatürkçü bir babanın o?Ÿlu ?‡itlio?Ÿlu kitabında bir de uyarı yapıyor. "Hizbullah, 17 Ocak 1999 Beykoz baskınında lideri Hüseyin Velio?Ÿlunu kaybedince a?Ÿır bir darbe yedi ama faaliyetlerini devletin elindeki gizli bilgilere ra?Ÿmen bugün hâlâ sürdürüyor." Tahran-Ankara Hattında Hizbullah, Türkiyede hâlâ soru sorabilenlerin okuması gereken bir kitap. Türkiyede bazı sorular vardır. ?œlkenin içinde bulundu?Ÿu sorunları dert edinenlerin kafalarından hiç eksik olmayan sorular... Bazılarının cevabı bilinir aslında, ama bir i?Ÿe de yaramazlar. Yanıtsız kalanlar ise ço?Ÿunluktadır. Ara?Ÿtırmacı Ercan ?‡itlio?Ÿlunun yeni kitabı "Tahran-Ankara Hattında Hizbullah" i?Ÿte bu sorulardan bir kaçına cevap vermeye çalı?Ÿıyor. Türkiyede Hizbullah nasıl kuruldu? Amaçları neydi? Metodları, ilkeleri, gizleri, taktikleri nelerdi? PKK-Hizbullah ili?Ÿkisi nasıldı? Devlet, Hizbullahı himaye etti mi? İ.?œye 32. Günden te?Ÿekkür "Medya Oskarları" diye anılır.Aynı ciddiyet Marmara ?œniversitesi İleti?Ÿim Fakültesinin ödülleri için de geçerlidir.İstanbul ?œniversitesi ö?Ÿrencileri "2000 Yılının En Ba?Ÿarılı İleti?Ÿimcisi" ödülünü, 32. Gün adına bize verdiler. ?–dülün de?Ÿerini arttıran unsur, anketin sadece ö?Ÿrenciler arasında de?Ÿil, 16 ileti?Ÿim fakültesi, dekan ve dekan yardımcılarına da sorularak gerçekle?Ÿtirilmesi. 32. Gün tam 16 yıldır ekranlarda ve hâlâ dimdik ayakta. İstanbul ?œniversitesi bizleri onurlandırdı. Gösterdikleri sevgiye ne kadar te?Ÿekkür etsek azdır. [email protected] İstanbul ?œniversitesi İleti?Ÿim Fakültesinin her yıl da?Ÿıttı?Ÿı ödüllerin, medyada çalı?Ÿanlar arasında farklı bir yeri vardır.

Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?Ÿebilirsiniz.
?
?
BU KATEGORİDEKİ EN ?‡OK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTE?žİNİ ?‡EKEMEZ...
- Alper Görmü?Ÿ koskoca iki cilt kitap yazmı?Ÿ. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVA?ž D?–NEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBA?žKANI İLE BA?žBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- ?–calan...
- ?–CALAN SIRADAN BİR MAHKUM DE?žİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davuto?Ÿlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE B?–L?œN?œYOR
- RUSYA G?œNDEMİNDE, PKK-?‡E?‡EN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli?…
- T?œRKİYE?’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDA?ž YAPIN...
- Referandumda neden ?“Evet?” oyu kullanaca?Ÿım?
- MEDYA TER?–RE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- Hadi bir defa ba?Ÿladık...
- BA?žBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KI?žKIRTAMIYOR...
- Siyaset kar?Ÿı saldırıya geçti
- BİZE BAKI?žLAR DE?žİ?žİYOR...
- ?–nceki günkü ?“darbecilik genlerimizde vardı?” ba?Ÿlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Ba?Ÿbu?Ÿ, Kozmik odayı açarak do?Ÿrusunu yaptı?
- Ba?Ÿbakan için hepimizin farklı görü?Ÿü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ?–CALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER?
?
?