HERŞEY ARALIK
DORUĞUNA KALDI...
Son yıllarda Türkiye Avrupa Birliği’nin her yıl sonu doruğuna damgasını vuruyor. Sürekli bir “Türkiye doruğu” sloganıyla yılı kapatıyoruz.
14-15 Aralık AB doruğu da farklı olmayacak. Yeni bir Türkiye doruğu yaşayacağız. Sürekli şekilde “tamam mı, devam mı?” sorusu soruluyor. Bu defa da aynı sorun tartışılacak.
Kıbrıs nedeniyle, Türkiye’ye kapıyı kapatalım mı? Geçici dahi olsa, müzakereleri askıya alalım mı?
Yoksa bir uzlaşı formülü bularak, Kıbrıs sorununu zamana mı yayalım?
Bu sorular, Türk-AB ilişkileri açısından önemli bir dönüm noktasını oluşturuyor. 2000’den bu yana en az 5-6 defa aynı tip dönüm noktalarından geçtik ve her defasında bir çözüm bulundu.
Acaba bu defa da bulunabilecek mi, belli değil. Zira önümüzde çözüm bekleyen iki nokta var.
Biri, kısa vadeli olan limanların Rum gemilerine açılması. Diğeri de, daha uzun vadeli, Kıbrıs sorununun toptan çözümü.
Bu iki nokta birbirine bağlı.
Toptan çözüm, Türkiye’nin tam üyeliğine bağlı. Limanların açılması da, toplu çözümün bir parçası.
Tek çıkar yol, birbirine bağlı olan bu iki konuyu zamana yaymak. Başka türlü bir çıkış bulunabileceğine inanmıyorum. İşte 14-15 Aralık doruğu, bu açıdan çok hayati...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|