MHP’nin GERÇEK KİMLİĞİ
ŞİMDİ ANLAŞILDI...
Türban ile ilgili tartışmalar turnusol kağıdı gibi, herkesin gerçek niyetini ortaya çıkarıverdi. Kiminin görüşü değişti, kiminin kuşku ve kaygıları arttı. Ülkemizin geleceğini saptayacak olan siyasi partilerimizin dünyaya bakışlarını, Türkiye’yi nereye götürmek istediklerini netleştirdi.
Bu değişim içinde en belirgin şekilde öne çıkan parti MHP oldu.
MHP, seçimler öncesinde milliyetçi yaklaşımları, PKK hakkındaki tutumu ile farklı bir resim çiziyordu. “Derin Devlet” diye adlandırılan oluşum içinde kimin adı geçiyorsa, bir süre sonra ya Ülkücü veya MHP’li olduğu ileri sürülürdü.
MHP, toplumun gözünde, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin değerlerine en yakın, TSK’yı en çok destekleyen, ülkenin bölünmezliğini en fazla ön planda tutan bir partiydi. Lider konumundaki politikacıları, yabancılara kuşku ile bakar, bağımsızlık bayrağını hep dik tutar , Amerika ve Avrupayı emperyalist güçler olarak niteler ve kendilerini “ en vatansever parti” diye gösterirlerdi.
Ak Parti (AKP) iktidar olduktan sonra, toplumun laik-kemalist kesimleri, özellikle 2007’deki Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler öncesinde yaşanan gelişmeler sırasında, MHP’yi kucaklar oldular.
Onlar için MHP, ülkeyi din devletine götürmek, kadınları kapatmak isteyen AKP’yi durdurabilecek bir güçtü. Muhafazakar olmasına rağmen, hem TSK’ya, hem de Atatürk’e yakın bir söylemle ortaya çıkışı bu partinin , demokrasi karnesi herne kadar pek parlak olmasa dahi, laikliği koruyabileceği izlenimi hakimdi.
MHP’ye oy verildiği taktirde, AKP dengelenebilecek. Tek başına iktidar olması engellenecek ve belki de CHP ile koalisyon imkanı dahi doğabilecekti. Bu şekilde, ülkenin laik-demokratik sistemi korunabilecekti.
22 temmuz 2007 seçimlerinde Ulusalcı-Kemalist, hatta laik sistemi ne pahasına olursa olsun korumak gerektiğine inanan bir kesim MHP’ye oy verdi.
Ancak bu değerlendirmeler şimdi altüst olmuş durumda.
Türban’ın serbest bırakılması ile ilgili gelişmelerin ayrıntıları ortaya çıktıkça, bu süreci asıl tetikleyen partinin MHP olduğu anlaşılıyor. AKP’ nin, böylesine önemli bir konuyu MHP’ye kaptırmamak için telaşla ortaya atıldığı beliriyor.
Daha da önemlisi, MHP’nin göründüğünün aksine, dindar hatta koyu muhafazakar, Atatürk’ün idealleriyle hiçbir şekilde uyum göstermeyen bir parti olduğu anlaşılıyor. Türkiye’yi kolaylıkla bir din devletine kaydırabilecek bir oluşum beliriyor. Bu alanda AKP’den hiçbir farkı bulunmadığı netleşiyor.
AKP’nin yanında MHP’yi daha da tehlikeli bir konuma getiren unsur, dinciliği yanısıra, demokrasi ve özgürlüklere de düşmanca bir tutum takınması. Türban tartışmalarında, bunun “ tamamen bir özgürlük konusu olduğunu “söyleyen MHP’nin özgürlük konusunda ele alınan 301 inci madde , Vakıflar Yasası ve AB reformlarında adeta AKP’nin karşısında kartal kesilişini görenler, bu parti hakkında ne kadar feci şekilde yanıldıklarını söyler oldular.
Son yaşadıklarımız, işte bu gerçekleri ortaya çıkardı.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|