T?RKİYE G?ZALTINA
ALINIYOR...
İngiliz Economist dergisinin aralık sayısındaki bir makele çok dikkatimi çekti. Son iki yıldır aynı konuda çıkmı? haber ve yazıları ara?tırdım ve korktu?um manzara ile kar?ı kar?ıya kaldım.
Economist, Put ile Hilal?in (yani Hristiyanlarla müslümanların) çatı?masına dikkat çekiyor ve ?Hristiyanlar neden bugünkü Türkiye?de tehdit altındalar?? sorusunu soruyordu.
Uluslararası medya?daki bir dizi haber ve makalede de aynı sorular var.
Bu akım, Hrant Dink?in öldürülmesiyle ba?lamı?. Ardından gelen Malatya?daki korkunç cinayetler, İzmir?de bir protestan papazın kaçırılması ve Trabzon?daki cinayet...
Alt alta yazıldı?ı zaman oldukça uzun bir listeye dönü?üyor.
Türkiye?de eskiden, özellikle misyonerlere kar?ı bir duyarlık vardı, ancak hiçbir zaman bu kadar yo?un bir saldırganlık ve cinayet dalgasıyla kar?ıla?ılmamı?tır.
İ?in daha da kötü yanı, cinayetlerin? ardından polisin ihmalkarlıkları, jandarmanın yakalananlarla ili?ki içinde oldu?u yolundaki iddialar ve adalet mekanizmasının duyarsızlı?ı ile ilgili haberlerin çıkması.
Bütün bu manzaranın tepesinde de, AK Parti gibi din konusunda çok duyarlı oldu?u bilinen bir partinin iktidarda bulunmasını ve daha da önemlisi türban?ı serbest bırakma kampanyasını da eklediniz mi, sorular daha sık soruluyor : Türkiye, Hristiyanları kaçırmak için bu tip olayları görmezden mi geliyor? Bu ülke giderek İslamla?tırılıyor mu?
Bütün bu olayları, Avrupa kar?ıtı Derin Devlet?e veya i?sizli?in kol gezdi?i Karadeniz bölgesindeki gençler arasındaki a?ırı milliyetçilik akımlarına ba?lamak? kolaycılı?ına kaçmamamız gerekiyor.
E?er bu gidi?e gereken önem verilmez ve kar?ı önlemleri alınmaz ise, Türkiye son derece tehlikeli bir tuza?a dü?ebilir.
Batı dünyasında İslamcı bir iktidarın Hristiyanları kaçırmaya çalı?tı?ı izleniminin ne kadar yanlı? oldu?unu göstermemiz gerekiyor.
Uluslararası ili?kilerde en büyük tehlike, müslüman bir ülkede ?hristiyan avına çıkıldı?ı?? izleniminin? yayılmasıdır. Böylesi bir durumda, inanılmaz bir mekanizma harekete geçer.
Dünya?nın dört bir kö?esinden, binlerce kiliseden, yüzbinlerce Sivil Toplum ?rgütünden baskı ba?lar. Medyaları sayesinde, yalan yanlı? dahi olsa, tek bir olay binlerce defa büyütülür.
Yerinden? kıpırdayamaz duruma girersiniz.
Türkiye böyle bir duruma dü?ürülmemeli.? Zira bugün hristiyanlar, özellikle AKP hükümeti döneminde, özellikle daha rahat ediyorlar. Hükümet yanlı? anlamalara yol açmamak için elinden geleni yapıyor.
Ancak, anla?ılan yeterli olmuyor.
Yapılması gereken, atılması kolay adımlar var. Bunların ba?ında da, Heybeliada?daki Ruhban okulu geliyor.
RUHBAN OKULUNU
ANCAK AKP A?ABİLİR
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, azınlık hristiyan vatanda?larıyla ili?kisi, Ankara?nın Rum Ruhban Okulu konusundaki tutumuyla ölçülüyor.
1971?de kapatılan okul, Rum Ortodoks kilisesinin Emümenikli?i ve el konulan Rum gayrimenkullerinin idaresi sorunu yıllardır rahatsızlık yaratmaktadır.
AK Parti döneminde, bu sorunların üstesinden gelinece?i ümitleri artmı?sa da, sonuç alınamamı?tır.?
Ankara?da son 5 yıldır iki akımın çatı?tı?ı gözlenmektedir.
?Bunların biri, sivil iktidarın ?ılımlı yakla?ımıdır?
AK Parti, müteaddit defalar, Heybeliada?daki okulun açılmasından yana oldu?unu açıkça kilise yetkililerine söylemi?tir. Rum Ortodoks Patri?i?Bartholomeos?un iktidar ile çok iyi ili?ki içinde bulundu?u bilinmektedir.
Ancak, tüm iyi niyet jestlerine ve vaadlere ra?men AK Parti iktidarı, gereken adımları atamamı? veya zaman içinde tutum de?i?tirip atmamı?tır.
?zellikle Rumların İstanbul?da Vatikan?ı andıran ba?ımsız bir kilise olu?turmak istedi?ine inanan, anti Rum lobi tarafından benimsenmektedir.? Bunlara göre, Ruhban okulu açılmamalı ve bu yolla Ortodoks kilisesinin gücü eritilmelidir.
Aslında Türkiye, bu kadar küçük sorunlarla u?ra?mayacak ? kadar büyük bir ülkedir. Ancak, bu büyük ülkeyi yönetenler, bu gerçe?i görememektedirler.
Ortodoks kilisesinin? varlı?ı, İstanbul için? bir tehlike de?il, aksine büyük bir avantajdır. Ne kadar etkili bir avantaj oldu?u da, 2004 yılında Patrik?Bartholomeos?un Türkiye?nin AB üyeli?i için? yaptı?ı lobi çalı?malarında açıkça görülmü?tür.?
Bazıları inanmasa dahi, Türkiye?nin AB üyeli?i Heybeliada?dan geçecektir.
Bunu bir yana bıraksak dahi, laik Türkiye?nin hristiyan dünyası ile ili?kilerinin barometresi? haline dönü?en Ruhban Okulu sorunu artık çözülmelidir.
Bu adımı da, en kolay atabilecek iktidar, dincilerin tepkisinden korkmayacak olan AK Partidir.
?lkemizin, din kavgalarının olu?turdu?u tuzaklara dü?mesini mutlaka önlemeliyiz.
HRANT?IN KATİLİ ?CEZASIZ KALMAYACAK
Cumartesi günü, Hrant?ın katledilmesinin 1 inci yıldönümü idi. Farkındasınız de?il mi, müthi? bir anma töreni oldu. Oraya gelen yüzbinleri kimseler zorlamadı. Ne parti mitingine katılmak için ta?ınmı?lar, ne ideolojik bir gösteri için toplanmı?lardı. Kendi ba?larına gelmi?lerdi. Heyecanlarını payla?mak ve dayanı?mak için oradaydılar. Böylesine bir duyarlık azdır. Böylesine bir dikkat varken, kimse katilleri koruyamaz. Polisin delilleri yok etmesi artık imkansızdır. Belki yava?tan alabilirler, ancak katilleri koruyamazlar. Adalet mekanizması, kamu oyunun böylesine dikkat etti?i bir konuda ayak sürüyemez. Hrant?ın katilleri eninde sonunda yakalanacaktır. Hiç ku?kum yok...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|