MÜBAREK: AB’DE DİN
TARTIŞMASI OLMAZ
KAHİRE
Dünkü yazımda Mısır Devlet Başkanı Mübarek ile görüşmemin geçmişe yönelik bölümünü yazmıştım. Biraz magazin-belgesel karışımı bölümünü sizlerle paylaşmıştım.
Bugün işin yarına yönelik yanına bakalım.
Mısır Devlet Başkanı için Türkiye ile ilişkiler artık şekil değiştirmiş durumda. Daha öncelerde bol bol siyaset konuşulur ve sırt sıvazlamalarıyla noktalanırdı. Şimdi, yıllık ticaret hacmi 1,5 milyar dolara varmış, dev bir işbirliğinden söz ediliyor. Türk işadamlarının faaliyet alanları giderek artıyor. 6 Ekim Şehrinin hemen yanında 2 milyon metrekarelik dev sanayi serbest bölgesi inşa ediliyor ve ekonomik ilişkilerin 5 milyar dolara çıkması için önlemler alınıyor. Anlayacağınız, artık lafla yetinilmiyor para konuşuluyor. O zaman da işler daha ciddileşiyor.
Mısır Devlet Başkanı ile söyleşimde, belki de özel merakımdan olacak, Türkiye ile AB arasındaki ilişkileri nasıl gördüğünü, Türkiye’nin farklı nedenlerle tam üyeliğe kabul edilmemesi durumunu nasıl yorumlayacağını sordum.
Mübarek çok deneyimli bir lider. Arap dünyasının kaygan zemininde öylesine dans etmiş ve ülkesindeki dinci unsurları öylesine iyi tanıyor ki, kelimelerini tartarak kullanıyor.
Mübarek için, Türkiye’nin AB’ye üyeliği son derece önemli. Ancak üzerinde ısrarla durduğu nokta, din konusunun bu müzakerelerin için sokulmaması. “ Bunlar birbirinden ayrı şeylerdir” demekle yetiniyor ve “müzakereler için başarılar diliyoruz” diye noktalıyor. Fazla yoruma girmiyor. Anlaşılan AB ile ilişkilerini de gözetmek istiyor.
Diğer merak ettiğim konu da, hangi Türk hükümeti ile daha rahat çalıştığı idi. Özal-Demirel ikilisi mi yoksa, örneğin Erdoğan mı? Zira birçok çevreden gelen haberler, AK Parti’nin Mısır ile daha bir rahat ilişki kurabildiği şeklinde idi.
Aldığım yanıt hiç de böyle bir resim çizmiyor.
“Biz bütün Türk hükümetleri ile yakından ilişki kurduk. Hepsi ile çok iyi diyalog oluşturduk. Bizim için biri ile diğeri arasında fark yok.” diyerek AKP’ye özel bir yakınlık hissetmediği mesajını veriyor. Erdoğan ile kolay çalışabildiğini, Gül ile de uzun süredir görüştüğünden dolayı, gayet iyi tanıdığını ve hiçbir sorun olmadığını söylüyor.
Cumhurbaşkanı Gül ile buradaki görüşmeleri de, bu sözleri doğrular şekilde geçti.
Son derece candan, son derece anlayışlı ve dostluk esprileriyle doluydu.
Ancak bir tek fark vardı.
O da, laiklik konusunda Mübarek’in daha farklı düşünmesiydi. Mısır Devlet Başkanı ülkesinde önemli bir İslamcı dinci baskı altında. Bundan dolayı da laiklik konusunda son derece duyarlı. İki liderin yaklaşımları değişik. Ancak her şeye rağmen son derece iyi anlaşıyorlar.
Gül’ün Cumhurbaşkanı olarak gerçekleştirdiği Kahire ziyaretine asıl damgasını vuran olay ekonomik ilişkiler oldu.
Salı günü yapılan Türkiye-Mısır işadamları toplantısına rekor düzeyde, 2000’e yakın katılım oldu. Bu 2000 işadamının yaptığı görüşmelerden 200’ü gerçekleşse, resmi yetkililere göre karşılıklı ticaret bir milyar dolar daha artabilecek. Türk işadamları burada artık eller üstünde taşınan bir konumdalar.
TAV İLE GURUR
DUYMALIYIZ...
TAV Kahire havaalanını inşa etti. Fırsat bulup dolaştım. Nasıl gururlandım, nasıl keyiflendim bilemezsiniz. Hamdi Akın da heyetin içindeydi. Yaptıklarını anlatıyor da hayretim daha da artıyor.
TAV bugün tek başına (tabii diğer büyük şirketlerimiz de aynı konumda) Türkiye’yi dışarıda inanılmaz bir prestij kaynağı olarak temsil ediyor. Hangi yatırıma girse övgü alıyor. Yaptığı her iş alkış topluyor. Kahire Havaalanı da tamamlandığında “işte burayı bir Türk firması yapmıştı” diyecekler.
TAV’cılar, bir Alman veya bir İngiliz firmasından farklı değil. İş yaptığı ülkede eller üzerinde taşınıyor.
Gelin de bununla gurur duymayın...
6 Ekim Şehri Serbest Bölgesi inşaatının temel atma töreni de yapıldı. Orası da bir başka alem. Daha şimdiden müthiş rağbet gören bir bölge.
Diyorum ya, Türkiye’nin konumu da, görünümü de hızla değişiyor.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|