Mehmet Ali Birand
 
ARTIK, STRATEJİK ORTAK DEĞİLİZ
 
 

ARTIK, STRATEJİK

ORTAK  DEĞİLİZ

 

Uzun yıllar boyunca, Türk-Amerikan  ilişkileri “stratejik ortaklık”,stratejik işbirliği”  diye nitelendirildi. Bu kavram soğuk savaş  döneminde oluşturulmuştu. Karşı  kampta Rusya vardı. “Stratejik” kelimesi, bu işbirliğinin genelde tek yönlü işlemesi anlamına gelirdi. Türkiye’nin çıkarlarına ters düşse dahi, Ankara’nın Washington’u daima desteklemesi gerektiği varsayımına dayanırdı. Hiç değilse, Amerikalılar bu şekilde anlarlardı. Biz de, içeriğine bakmadan “ABD’nin stratejik ortağıyız” diye övünürdük.

 

Bu dönemde, Türk-ABD ilişkileri genelde güvenlik konularını kapsar ve Pentagon ile Genelkurmay arasındaki temaslar ağırlıklı şekilde ön planda tutulurdu. Şeklen siviller konuşur, ancak fiili işbirliği askerler arasında yaşanırdı.

 

Soğuk savaşın bitmesinden sonra, Saddam’a karşı ilk körfez krizinde de aynı yaklaşım bir miktar daha sürdürüldü, ancak değişen dünya koşulları bu kavramın içini boşalttı. Artık Rusya yoktu. ABD tek başına dünya gücü konumuna  girdi. Türkiye’nin  politikaları ve iç dengeleri de değişti.

 

Ekonomik  ilişkiler ön plana çıktı. Askeri işbirliği sürdü, ancak eski ağırlığını kaybetti. Hele 11 Eylül, Irak’ın istilası ve Türkiye’nin AB adaylığı sürecinde yaşananlar (tezkere olayı, Kuzey Irak’taki gelişmeler, Radikal İslam’ın patlaması)  tüm dengeleri değiştirdi. Ankara, eskiye oranla dış politikalarında daha esnek ve göreceli şekilde daha bağımsız hareket etmek zorunluğu hissetti.

 

Sonuç olarak, ilişkiler havada kalmaya başladı. Yeniden bir adlandırma, yeni bir içerik, yeni bir çerçeve çizmek  ve yeni bir mekanizma kurmak gerekti.

 

İşte, Gül’ün  Washington’da  imzaladığı belgenin temel amacı bu:  Bugünün koşullarında ilişkileri yeniden tarif etmek, hangi ilkelerin ortak hedeflere oturtulacağını belirlemek ve yeni bir mekanizma kurmak.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- Hadi bir defa başladık...
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…