GÜL NEDEN BAĞDAT
VE ERBİL’E GİTMİYOR?
Türkiye, değişen koşullara kendini uydurabildiğinin en ilginç örneğini, Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari’nin resmi ziyaretinde gösterdi.
Bir dönemler, Kürt kökenli olduğundan dolayı, Zebari’ye ters bakılırdı. Barzani’nin sağ koluydu. Üst düzey görüşmeler yapılmazdı. Küçümsenir, görmezden gelinirdi.
Ankara’ya yaptığı resmi ziyarette, kırmızı halıyla karşılandı. Eskortlu arabalarla taşındı. En üst düzeyde kabul edildi ve daha da önemlisi, büyük dikkatle dinlendi. Söyledikleri ciddiye alındı. Türkiye de, Kürtler’e ve Kuzey Irak’a bakışının değiştiğinin işaretlerini verdi.
Kim ne derse desin, kısa süre öncesine kadar “bölücü” diye nitelenen Kürtler bugün Irak’ı bir arada tutan “yapıştırıcı” rolü oynamaya başladılar. Irak’ın parçası olarak kalmanın çok daha yararlı olduğunu gördüler. Merkezi bütçe imkanlarından yararlanmak, Irak’ın dev olanaklarını, derinliğini kullanmak varken, dört bir yanı ters bakan ülkelerle çevrili, dışa çıkışı olmayan bir bağımsızlık macerasına kapılmanın anlamsızlığını gördüler.
Türkiye’nin Kuzey Irak’a bakışı da giderek değişiyor. Her ne kadar PKK konusundaki beklentileri hala karşılanabilmiş olmasa dahi, Ankara Kuzey Irak yöneticilerini belirli bir oranda anlıyorlar.
Hoşyar Zebari’nin Abdullah Gül’e bir önerisi olmuş ki, gerçekleştiği taktirde ilişkiler üzerinde çok etki yapacaktır. “Neden Bağdat’a hiç gelmiyorsunuz? Herkes geliyor, ayrıca Irak Başbakanı, Dışişleri Bakanı Ankara’yı ziyaret ediyor, ancak sizleri göremiyoruz” demiş ve eklemiş “Hele dönüş yolunuzda bir de Erbil’e uğrasanız, ilişkileri inanılmaz şekilde etkilersiniz.”
Çok doğru...
Gül neden gitmedi acaba?
Bağdat’ta hükümetle görüşse, Cumhurbaşkanı Talabani’yi ziyaret etse ve dönüş yolunda da Erbil’e uğrayıp Mesud Barzani ile görüşüp, Türkiye’nin kaygılarını birinci elden anlatsa, ülke olarak küçük mü düşeriz?
Bence tam aksine, buzları büyük oranda eritiriz.
Hoşyar Zebari, Ankara’daki temaslarıyla bu gerçeği gösterdi.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|