Mehmet Ali Birand
 
KİM TUTSAK TÜRKİYE Mİ, KIBRIS MI
 
 

KİM TUTSAK

TÜRKİYE Mİ, KIBRIS MI

 

1974’ün Temmuz ayı idi. Türkiye Kıbrıs’a 1’inci askeri müdahalesini yapmış, ardından Cenevre Konferansı toplanmıştı. İngiltere dışişleri bakanı Callaghan’ın hakemliğinde, Türkiye  Yunanistan, Türk ve Rum  toplumu liderleri çözüm arıyorlardı.

 

Konferansın ilk bölümünde  küçük bazı adımlar atılmış, Ağustos’ta ikinci bölümüne geçilmişti. Ancak bir uzlaşı formülü bulunamıyordu. Konferans uzadıkça, Türk tarafında sinirler geriliyordu. Bunun nedeni de, 1’inci harekatta Türk Silahlı Kuvvetleri istediği sınırlara  ulaşamamış, küçük bir bölgeye sıkışıp kalmıştı. Hem hareket yeteneğini kaybetmiş, hem de  adanın diğer bölgelerindeki Türk köyleri Rumlar tarafından  çevrilmişti. Askeri durum hiçte iç açıcı değildi. Türkiye’nin bu bölgede kalmayacağı ve ikinci operasyonla adadaki sınırlarını genişleteceği hissediliyordu. Rumlar, Başbakan Ecevit’in son dakika 5 ayrı kanton teklifini, süre isteyerek  hemen kabul edemeyince,  20 Ağustos günü Ankara düğmeye baştı. Türk heyeti konferansı terketti ve 2’nci askeri harekata başladı.

 

Konferans dağılınca, Callaghan basın toplantısı yaptı. Ben de oradaydım. İngiliz Dışişleri Bakanı ateş püskürüyordu. Başaramamış, konferans dağılmıştı.

 

Ankara’nın, Washington’dan (Kissinger’den)  yeşil ışık aldığını biliyordu.  Hiç unutmuyorum, Türkiye’yi ağır şekilde suçladı ve son söz olarak “Bugün Kıbrıs, Türkiye’nin tutsağı durumundadır. Ancak, en kısa sürede bir çözüm bulunamazsa, yarın Türkiye Kıbrıs’ın  tutsağı durumuna düşecek, Kıbrıs bataklığı Türkleri içine çekecektir” dedi.

 

O günün heyecanı içinde, bu sözlerin, başarısızlığın verdiği sinirle sarfedildiğini sanmıştım,

 

Ne yazık ki, aradan geçen 30 yıl süresince Türkiye bir çok çözüm imkanını kullanmadı. Fırsatların bir bölümünü biz, bir bölümünü de Rumlar taca attı. Askeri harekatların, hukuki bir zemine oturtulup, çözüme ulaştırılmadığı taktirde, kanayan yara gibi işleyeceğini unuttuk. Uyandığımızda (Annan planı) ise, artık çok geç olmuştu.

 

Bugün geriye dönüp baktığımda, Callaghan’ın öngörüsünün doğrulandığını farkediyorum. Türkiye, Kıbrıs batağından kurtulamıyor ve tutsak durumuna düşüyor.

 

 

YARIN PAPADOPULOS

AYNI DURUMA DÜŞECEK

 

Madalyonun öbür yüzüne bakınca, Türkiye’nin düştüğü bu duruma, yarın Papadopulos’un  düşeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

 

Rum Cumhurbaşkanı, AB şantajıyla tüm açılımları engelliyor. Talat ile görüşmek istemiyor. AB’deki bugünkü rüzgarların yön değiştirebileceğini ve tek başına kalabileceğini hiç hesap etmiyor. Yanılş politikalarla ülkesine kötülük ediyor.

 

Aklıma Callaghan’ın  sözleri geliyor. Bugün yaşasa herhalde  ... Bugün Türkiye, Kıbrıs’ın tutsağı gibi görülüyor. Acaba yarın, Kıbrıs Türklerin tutsağı  olacaktır...” derdi.

 

 



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…