Mehmet Ali Birand
 
RUMLARIN ÜMİDİ SONBAHARA KALDI...
 
 

RUMLARIN ÜMİDİ

SONBAHARA KALDI...

 

Kıbrıs Rumları, çekirge misali üç defa zıpladılar, ancak Avrupa Birliğinden istedikleri yanıtı alamadılar. Hedefleri (17 Aralık 2004 AB doruğundan bu yana) Türkiye’den koşulsuz tanınmayı koparmak, yani Ada’nın tamamına sahip olduklarını tescil ettirmekti.

 

Bir türlü yapamadılar.

 

Herne kadar, tanınma işini limanların açılmasına indirgemiş olsalar dahi, o konuda da beklentilerini elde edemediler. Avrupalılar, başka konularda Türkiye’ye de yaptıkları gibi, Rumları da tam anlamıyla tatmin etme niyetinde değil. AB ile yaşamın kuralı budur. Kimse, isteğinin yüzde yüzünü kazanmaz. Daima uzlaşı vardır. Herkes kazanır, herkes biraz kaybeder.

 

Rumlar da ufak tefek ilerlemeler yaptılar, ancak resmi tanınma konusundaki ümitlerini  kesmeleri gerektiğini de nihayet anladılar. Bundan dolayıdır ki, tüm güçlerini limanların açılmasına yönlendirdiler. Türkiye limanlarına Rum gemilerinin girmesine izin verdiği taktirde, Rum yönetimi “Türkiye  bizi tanıdı” diye kıyameti koparacak.  Limanların açılması aslında “resmi tanınma” anlamına gelmiyor, ancak bu şekilde yansıtılacak. Yani oyun tamamen  siyasi ve iç politika tribünlerine karşı oynanıyor. Ankara da, bunu bildiğinden dolayı kabul etmiyor.

 

Rumların son şansı, Avrupayı sonbaharda Türkiye’ye karşı kışkırtmak ve Aralık doruğunda ya vetosunu kullanarak veya görüşmeleri askıya aldırarak Ankara’ya boyun eğdirmek.

 

Türkiye’de ısrarla “Tek taraflı olmaz. Onlar da KKTC’ye ambargoyu esnekleştirirler, o zaman birlikte hareket ederiz” diyor.

 

Sonbahar, Rumların son şansı. İlerde, Türkiye’ye birçok zorluk çıkarabilir, hatta veto dahi kullanabilir, ancak AB’yi harekete geçiremez.

 

Anlayacağınız, çok sıcak bir sonbahar yaşayacağız.

 



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…