SONUÇ:CEPHELEŞME ARTIYOR
Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimi çok sembolik. AK partinin Köşk’e başı türbanlı eşi olan birini çıkarması, Cumhuriyetin en önemli kalesinin düşmesi gibi algılanıyor. Hele Parlamentoda da sağlam bir çoğunluk elde etmeleri durumunda, Türkiye Cumhuriyetinin laik rejiminin ciddi bir tehlikeye gireceğine inanılıyor.
Bu olasılık gerilimi arttırıyor.
Şu anda Türk siyaseti ikiye bölünmüş durumda.
Cephenin bir yanında, Cumhurbaşkanı Sezer’in liderliğinde laik ittifak var: Asker- YÖK- Medya’nın önemli bir bölümü- Muhalefet Partileri- Toplumun bir kesimi.
Bu ittifak etki açısından son derece güçlü. Ülkenin yönetimini sağlayan mekanizmalara hakim. AK Partiyi, rejimi koruma adına sıkıştırıyor. Tartışmalar ekonomi veya işsizlik konularında değil, tamamen siyasi alanda yapılıyor. AKP sürekli olarak “rejim düşmanı” olarak gösterilip, baskı altında tutuluyor. AKP, adeta kuşatılmış ve her yönden yaralayıcı oklara hedef edilmiş durumda.
Cephenin diğer tarafında ise, 2001’de onları iktidara getirenleri tatmin etmek için, türban ve İmam Hatipler konusunda bazı değişiklikler peşinde koşan AK Parti. Partinin gücü ise, aldığı oydan, muhalefetin cılızlığından ve en önemlisi geniş kesimleri az çok tatmin eden uygulamalarından kaynaklanıyor. Toplumun önemli bir bölümü, AKP’nin türban veya başörtüsü yaklaşından rahatsız değil. Rahatsız olanlar laik çevreler ve rahatsızlıklarını da, giderek artan bir reaksiyonla gösteriyorlar.
Mücadele arttıkça, AKP sinirleniyor. Laik ittifak bastırdıkça hırçınlaşıyor ve söylemini sertleştiriyor. Söylem sertleştikçe de, gerçekten laik rejime değişiklik getirmek istiyorlarmış gibi bir izlenim yaygınlaşıyor. Kar topu gibi büyüyen bir mücadelenin içine yuvarlanıyoruz.
Sezer, bir muhalefet lideri gibi davranıyor, AKP’ de artık açıkça Sezer’i hedef alıyor.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|