ABD İLE NELERİN

PAZARLIĞI YAPILACAK ?

Tamamen tesadüf olabileceği gibi, önceden iyi planlanmış bir buluşmalar dizisi de olabilir.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas  iki gündür Ankara’daydı.

Amerikan Dışişleri Bakanı Rice dün geldi.

Bu haftayı Orta Doğu ağırlıklı geçireceğimiz anlaşılıyor.

Gündem epey yüklü.

Hamas ile ilişkiler ve Türkiye’nin Filistin’e -ABD ve AB’nin aksine-  yardımlarını sürdürüp sürdürmeyeceği tartışılacak. Ankara’nın Hamas’a bakışıyla, Washington’un yaklaşımı arasında dünyalar kadar fark var. AK Parti hükümetinin Hamas’a yaklaşımı hissi değil. Hamas’ı sürekli döverek, yardımları kesip köşeye sıkıştırarak bir yere varılamayacağına, aksine Filistin halkının cezalandırılacağına ve böyle bir baskının çatışmaları daha da körükleyeceğine inanılıyor.

Amerika ise, Hamas’ın zorlanmadığı taktirde terörden uzaklaştırılamayacağı, daha önceki Filistin hükümeti gibi, İsrail’in varlığını kabul etmesi ve teröre karşı çıkması için Uluslararası izolasyonun gerektiği görüşünde.

İran konusunda, temelde görüş birliği var. ABD gibi Türkiye de, İran’ın bir nükleer güç olmasını istemiyor. Bölgedeki tüm dengelerin bozulacağını görüyor. Görüş ayrılığı, İran’ın nasıl durdurulacağı konusunda. Ambargolar, izolasyon ve askeri müdaheleye kadar gidecek bir dizi sert önlem mi, yoksa diplomatik ikna yollarımı denenmeli?

Ankara diplomasiyi , Washington sertliği tercih ediyor.

Gündem maddelerinin başında,  Türkiye açısından PKK konusu var.

Irak sınırına asker yığılmasıyla birlikte  bazı hazırlıkların başladığı gözleniyor. Türkiye pazularını gösteriyor ve mutlaka birşeyler yapılmasını istiyor. ABD yapamadığına veya yapmak istemediğine göre, acaba Ankara’nın hareket etmesine göz mü yumulacak? Eğer yumulmayacaksa, o zaman nasıl bir politika izlenecek ?

Dışardan bakıldığında ve sızan haberlere güvenilecekse, ABD’nin PKK konusunda hareketlenmeye başladığı izlenimi doğuyor. Seçim için geriye sayımın içindeki AK Parti hükümetinin Rice ile neyin pazarlığını yapacağı çok önemli.