RED YANITI
B?LGEYİ KARI?TIRIR
Son iki? gündür, 2004 Aralı?ında AB?nin Türkiye ile katılma müzakerelerinin? veya yeni bir erteleme anlamına? gelecek, ko?ullu bir tarih önerisiyle ortaya çıkması durumunda neler ya?anabilece?ini anlatmaya çalı?ıyorum.
Tam üyeli?in önceki yıllarda, kimselerin inanmadı?ı bir rüya sayıldı?ını, ancak son iki yıldır tam bir tutkuya dönü?tü?ünün altını çizdim. ?yle bir tutku ki, red? anlamı çıktı?ı taktirde, kamuoyundan büyük bir öfke,? tutulması güç bir tepkinin do?aca?ı, müthi? bir batı aleyhtarlı?ının ya?anaca?ı, tüm a?ırı güçlerin tekrar sahneye çıkıp bu ülkeyi yepyeni bir siyasi-sosyal ve ekonomik istikrarsızlı?a itebilece?ini vurguladım.
Bugünkü yazımda da, dı? politikada kar?ı kar?ıya kalınabilecek tepkili tutumlardan söz etmek istiyorum. Tarih alınamaması durumunda kamuoyunda belirecek hayal kırıklı?ı ve tepkiler dı? ili?kileri de etkileyecektir.
AB İLE DEFTER
KAPANACAKTIR
Ne yazık ki, Türkiye İngiltere de?ildir. Bu ülkede so?ukkanlı İngilizler de?il, duygusal Türkler ya?amaktadır. İngilizler, kendi katılma müzakereleri sırasında (1960-70 dönemi) Fransa?dan iki defa veto yemi?, buna ra?men so?ukkanlılı?ını kaybetmemi? ve sonunda istedi?ini elde etmi?tir.
Türkiye?nin tepkisi, tam aksine son derece duygusal olacaktır. Olay ki?iselle?tirilecek, Avrupalıların Türkleri sevmedi?i (!) vurgulanacak ve Ankara?dan sert tepki göstermesi istenecektir. Türk hükümeti de, uzun vadede ülke çıkarlarına ters dü?se dahi, dı? politikasında hissi kararlar almak zorunda bırakılacaktır.
İlk zaiyat Türk-AB ili?kilerinde görülecektir. Büyük olasılıkla tam üyelik defteri tümüyle kapatılacak ve durum böyle olunca da Gümrük Birli?i sorgulanmaya ba?lanacaktır.
Gümrük Birli?inin iptal edilmesi için baskılar arttıkça, Türk? hükümeti ister istemez Almanya?nın uzun süredir önerdi?i ünlü ?özel statü? ça?rılarıyla kar?ı kar?ıya kalacaktır. Tam üyelikle ilgisi olmayan ?özel statü? , Türkiye?yi AB?den daha da uzakla?tıracaktır.
Türkiye AB ile ili?kilerini kesmeyecektir. Böyle bir?ey ? dü?ünülemez dahi. Ancak Avrupa Birli?inin Ankara üzerindeki siyasi a?ırlı?ı büyük oranda azalacak, bu da orta vadede ekonomik ili?kilere yansıyacaktır.
Bütün bu geli?melerin kısa vadede ya?anabilece?ini, orta ve uzun vadede ise, Türkiye?nin kendine yeni bir ili?ki düzeni kurmaya çalı?aca?ını söyleyebiliriz. Bu düzenin, tümüyle AB ile iç içelik yerine, daha çok ABD ve bir oranda da bazı Uzak Do?u ülkeleriyle payla?ımı gündeme getirece?i tahmin edilebilir.
B?LGE ?LKELERLE
İLİ?KİLER FARKLILA?ACAK
AB?den tarih alamamı? bir Türkiye?nin dı? politikasının genelinde pek Batı yanlısı? olmayaca?ı veya kerhen Batı yanlısı görünece?i açıktır. Kendine özgü? içine kapanık ve a?ırı milliyetçi duyguların egemen olaca?ı bir sürece kayılacaktır.
AB?den bekledi?ini bulamamı? bir Türkiye?nin? dı? cazibesi kalmayacaktır. Siyasi a?ırlı?ı, ABD ile ili?kilerinin yo?unla?masına orantılı olarak artacak veya azalacaktır. Süper güç ABD?nin global istek ve beklentilerini Türkiye?nin nasıl kar?ılayabilece?i de büyük bir soru i?areti olarak kalacaktır.
Dı? politikasında sadece ABD?ye dayanan, Washington ile ba?ba?a kalmı? bir Türkiye, bölge ülkeleri tarafından ABD?nin jandarması olarak nitelendirilecektir. Bu durum da ister istemez, bölge ülkelerinin? ( Orta Do?u- Kafkaslar-Orta Asya Cumhuriyetleri) Türkiye?ye bakı?larını olumsuz yönde etkileyecektir.
Türkiye, İslam dünyasına? ?model ülke? olma statüsünü yani cazibesini kaybedece?i için, ili?kilerini daha çok askeri gücüne dayandırmak zorunda kalabilecektir.
EN ?OK, KIBRIS
VE EGE ETKİLENECEK
2004 Aralı?ında beklentileri? kar?ılanamamı?, Avrupa?dan dı?lanmı?lık? duygusuna kapılmı? bir Türkiye?nin, öfkesini en somut ?ekilde gösterebilece?i iki alan vardır.
Bunlardan biri Kıbrıs, di?eri de Ege?dir.
Türkiye Kıbrıs konusunda sertle?ecektir.
Uzun vadeli çıkarlarına ne kadar ters dü?erse dü?sün, kısa ve orta vadede KKTC?deki konumunu daha da derinle?tirecek ve Güney? Kıbrıs?a daha büyük bir ku?kuyla bakacaktır.
Ankara?nın Kıbrıs?ta ataca?ı her adım, Türkiye?nin AB ile ili?kilerini daha da gerginle?tirecektir. Tam üye konumundaki Kıbrıs, bir süre sonra Brüksel?i ?Kuzey topraklarım i?gal altında. İ?galci ülkeyi cezalandırın? diye sıkı?tırmaya ba?layacak ve çok daha gerilimli bir döneme kayılacaktır. Zira AB?nin, Kıbrıs Rumları ve? Yunanistan?ın isteklerini görmezden gelmesi beklenmemelidir.
Bu çerçevede ikinci gerilim noktası da, Ege olacaktır.
Atina ile Ankara arasında, birkaç yıldır ya?anan bahar havasının devam etmesi imkansızla?acaktır. 70-80?lerdeki gibi askeri çatı?malar dönemine girilmese dahi, Ege?de hava yine kararacak ve kar?ılıklı olarak yine süngüler takılacaktır.
Yani belirli oranda eskiye dönülecek, silahlanma dönemi açılacak, harcamalar arttırılacak, ekonomik? kalkınmaya ayrılan fonlar askere kaydırılmak zorunda kalınacaktır.
TARİH VERMEMENİN
FATURASI ?OK B?Y?K
Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini? ba?latmamanın iç ve dı? faturaları son derece büyüktür. Hem Türkiye, hem de bölge istikrarsızlı?a itilecek, nerede bitece?i belli olmayan bir döneme girilecektir.
Ben AB ba?kentlerinin böylesine dar gürü?lü ve vizyonsuz olabileceklerine inanmak istemiyorum.
Psikolojik ön yargılarla hareket etmek, AB?ye? stratejik derilik, büyük bir Pazar ve İslam dünyası ile yeni bir sayfa açma olana?ı? verecek olan Türkiye?ye sırt çevirmek, AB?nin kendi bindi?i dalı kesmesinden ba?ka bir?ey de?ildir.
Bundan dolayı, 2004 Aralı?ında olumsuz bir kararın çıkmasını dü?ünmek dahi istemiyorum.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|