AB, ANKARA’YI BU
DEFA İYİ ANLAMALI
Uluslararası ilişkileri iyi bilirim.
Benim işim bu. Kimse kimsenin göz yaşına bakmaz. Yok, verilmiş sözlermiş; yok, ahte vefa imiş gibi tanımlamalar para etmez. Uluslararası ilişkilerde, sadece çıkarlar ön plandadır. Demirel’in deyimiyle, Uluslararası ilişkilerde “Dün dündür, bugün bugündür...”
Bütün bu gerçekleri bilerek, şu okuduğunuz yazıyı kaleme aldım.
Amacım, 25 Avrupa Başkentinde ve Brüksel’de, Türkiye-AB ilişkileriyle meşgul olanlara seslenebilmek. Hedefim bu kişilere, Kıbrıs konusunda gerçekçi olmaları ve Türkiye’yi hafife almamaları gerektiğini anlatabilmek.
Konu, Türkiye’nin Kıbrıs gemilerine hava ve deniz limanlarını açması.
Ankara söz verdi. Gümrük Birliği çerçevesinde limanlarını açacak. Bu konuda bir sorun yok. Sorun, bunun zamanlaması ve Kıbrıs Rumlarının tutumundan kaynaklanıyor. Rumlar, limanlar açılmadan, Türkiye ile müzakerelerin başlamasına karşılar.
Türkiye, müzakereler ile limanların açılması arasında net bir bağ kurulmaması, bu sorunun kendi süreci içinde çözülmesini öneriyor. Yani, final çözüme bağlıyor. Limanların biran önce açılmasında ısrar edilecekse, o zaman AB’nin daha önce verdiği sözlere sadık kalıp KKTC üzerindeki kısıtlamaların hiç değilse bir bölümünün kaldırılmasını istiyor.
Rumlar, AB’yi ikna etmiş durumda. Bu yönde atılacak her adımın, KKTC’nin tanınması anlamına geleceğini, bunun da ada’yı iki bağımsız devlete böleceğini ileri sürüyorlar. AB’deki genel izlenim, Rumlara hak verilmesi, KKTC’nin isteklerinin gözardı edilmesi şeklinde. Tabii bu durum Papadopulos’u memnun ediyor. Politikalarını sürdürmek konusunda güven veriyor.
Tam bir çıkmaz ile karşı karşıyayız.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|