RUMLARIN TEK
ÜMİDİ DENKTAŞ
Rauf Denktaş’ı yaklaşık 40 yıldır tanırım, izlerim ve severim.
Son derece zeki, espirili, hoşgörülü ve iyi kalpli bir insandır. Politikacı Denktaş ise, hiç hoşgörülü, hiç uzlaşma yanlısı değildir. Ancak iş uluslararası pazarlıklara gelince, karşımızda bambaşka bir Denktaş buluruz.
Müzakereci Denktaş, Kıbrıs sorununun boyutlarını bilir. Türkiye’nin, çıkarları söz konusu olduğunda neleri yapabileceğini ve neleri yapamayacağını da çok iyi bilir.
Kafasındaki politikaları sonuna kadar savunur. Şu sıralarda olduğu gibi, Türkiyede politikaları oluşturan odak noktalarını dolaşır ve ikna etmeye çalışır. Gerektiğinde kendini de ortaya koyar, hatta istifa tehdidinde de bulunur.
Şimdiye kadar birkaç defa aynı durumlarla karşılaşılmıştır. Acaba, Aralık seçimlerinden sonra ne olacak?
Denktaş, muhalefet kazanırsa ne yapacak? Muhalefet kaybetse nasıl bir tutum saptayacak?
Annan planını reddedip çözümsüzlük konusundaki yaklaşımını sürdürecek mi, yoksa gerçekler karşısında tutumunu değiştirecek mi?
Yaklaşımını aynen sürdürmesi durumunda bakın nelerle karşılaşabileceğiz:
1 Mayıs 2004 günü Rumlar, Kıbrıs’ın tamamını temsil ederek Avrupa Birliğine tam üye olacaklar ve Türkiye’yi engelleyebilecek tüm mekanizmaları ellerine geçirebilecekler. Veto hakkını elde edeceklerinden dolayı, Türkiye’nin AB yolunu istedikleri zaman tıkayabilecekler.
Türkiye, bu şekilde adeta kendi eliyle boynuna bir ip geçirecek ve bir ucunu Rumlara, bir ucunu da Avrupalılara verecek. Böylece AB’ye, sürekli kullanabileceği bir şantaj olanacağı sağlayacak.
Türkiye’ye 2004 Aralığında tarih verilmesi büyük oranda aksayacak. Türkiye’nin ertelenmesini isteyen ülkeler, Kıbrıs’taki çözümsüzlüğü kullanacaklar ve Ankara’yı engelleyecekler.
Özetlemek gerekirse, Denktaş Türkiye’nin önünü kapatacak ve 70 milyon insanın kaderiyle oynacak.
PAPADOPULOS’U MASAYA
ÇAĞIRMAK YETMEZ
Radikal’in Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan, Denktaş’ın seçimlerden sonra Rum lideri Papadopulos’u Annan planını görüşmek için masaya davet edebileceğini yazdı.
Yapabilir.
Zaten Rumların da istedikleri bu.
Denktaş ile masaya oturmak ve KKTC liderinin upuzun değişiklik listesini müzakereye başlamak. Zira Denktaş 1 değişiklik isterse, Rumlar 3 değişiklik isteyecekler. Bu görüşmelerin de 4 ayda bitirilebilmesi imkansız.
Sonunda istediklerini elde edecekler.
1 Mayıs 2004 gününe çözümsüz olarak girecekler. Sonrasında müzakereler devam etmiş etmemiş, hiç önemli değil. Zira, Türk tarafının elinde hiçbir koz kalmayacak ve tüm kozlar Rumların eline geçecek. Bu durumda da Kıbrıs’ın tamamını kolaylıkla elde edecekler.
İşte bu açıdan tek ümitleri Denktaş.
Rumların bu planlarını sadece Denktaş bozabilir.
Bunun da tek yolu var. O da, Annan planını olduğu gibi kabul etmek veya Kofi Annan’ı bu planı kendi kendine değiştirmeye ikna etmektir.
DENKTAŞ, GERÇEKÇİ
DAVRANABİLECEK Mİ?
İkinci seçenek, Rauf Denktaş’ın seçimlerden sonra gerçekleri görmesi veya kendisine gerçeklerin iyice anlatılmasıdır.
Denktaş, Ankara’nın önünde duramaz.
Eğer bugün direniyor, Asker ocaklarını, Üniversiteleri ve bazı odak noktalarını dolaşıp destek topluyorsa, Ankara’daki kafa karışıklığındandır. Ankara’da görüşbirliği olduğunu görse, ben eminim farklı davranacaktır. Ancak, Çankaya başka Asker başka, hükümet ise bambaşka düşündükçe Denktaş tutumunu değiştirmeyecektir.
Türkiye’nin önündeki Kıbrıs engelini aşmak isteniyorsa, hükümet önce Çankaya ile Genelkurmayı ikna etmeli veya siyasi gücünü kullanıp, Kıbrıs’ta yeni bir politika uygulamalıdır.
Göreceksiniz ardından Denktaş’ı ikna etmek o kadar zor olmayacaktır.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|