Mehmet Ali Birand
 
AB’YE İÇ VE DIŞ DİRENİŞ ARTIYOR
 
 

AB’YE İÇ VE DIŞ

DİRENİŞ ARTIYOR

BRÜKSEL


Bugün Avrupa Komisyonunun Türkiye ile ilgili “ilerleme raporunun” kesin şekli burada açıklanacak. Taslak hali geçen hafta basına sızdı. Taslak ile resmi versiyonu arasında büyük bir fark olmasını beklemiyorum. Olsa olsa bazı ayrıntılarda değişiklik yapılır.


Bugünkü açıklamanın önemi, raporun sonuç bölümü olacak.


Sonuç bölümünde kullanılacak cümleler, AB Komisyonunun Türkiye ile tam üyelik müzakerelerine bakışını ortaya koyacak. İpuçlarını verecek.


Bu rapor için şimdiye kadar Türkiye’nin gördüğü en olumlu belge diyebiliriz. Dikkatleri çeken nokta, eksikliklerimizin de ayrıntılı şekilde ortaya konması. Önümüzdeki 13 ay süresince nelere dikkat etmemiz gerektiğinin yol haritası çiziliyor.


REHAVET VE DİRENİŞ

GİDEREK ARTIYOR


Önce Ankara, ardından Brüksel’de kokladığım hava beni rahatsız etti.


Dünkü yazımda da altını çizmiştim. AKP hükümetinde genel bir rehavet başladı. Avrupa’dan  aldıkları alkışın çok hoşlarına gittiği anlaşılıyor. “eh, işte yapacağımızı artık yaptık” havası içindeler. Oysa durum hiçte öyle değil.


Önümüzdeki 13 ay süresince yapılması gereken çok şey var.


Uygulamalardaki aksamaların giderilmesi...

Başta Anayasa olmak üzere, yeni yasaların çıkması...

Kıbrıs


Bunca işe rağmen, Ankara’daki direnişçiler çabalarını giderek arttırıyorlar. Uyum yasalarını, yani Kopenhag kriterlerini hala Sevr’in bir uygulaması olarak görüyorlar. Değişimi istemiyorlar ve bunu durdurabilmek için de ellerinden geleni yapıyorlar. En son kaleleri de Kıbrıs olacak. Kıbrıs’ta  çözümü engelleyerek, Türkiye’nin AB’ye yürüyüşünü yavaşlatacaklar.


Ne kadar gariptir ki, Atatürk gibi ülkeyi Batıya taşımak isteyen bir lidere bağlı olduklarını ileri sürenler, AB’ye tam üyeliği durdurmak istiyor; dini motifleri ağır basan AKP ise tam aksine Türkiye’yi AB’ye taşıyor. Ancak, bu ince uzun yolda da yeterli sabrı gösteremiyor. Daha gidilecek çok yolumuz, değiştirmemiz gereken çok yasamız var.


AKP’NİN GÜÇLÜ YANI,

DİĞER DİNLERE BAKIŞI


Hükümetin ilginç yaklaşımlarından bir diğeri de, İslamcı eğilimi olmasına rağmen, diğer dinlerin faaliyetine engel çıkartmaması. Kilise açılması, Vakıfların çalışması gibi konularda hiç zorluk yaratmıyorlar. Laik hükümetlerin aksine, bu konuda kendilerine çok güveniyorlar.


Şimdi asıl merak konusu, Heybeliada ruhban okuluna nasıl bir çözüm getirecekleri ile ilgili. Ruhban  okulunu açtırabildiği taktirde, hem AKP hem de Türkiye Uluslararası  alanda büyük prestij kazanacak. Kendine ne kadar güvendiğini gösterecek. Yüzde 99’u müslüman bir ülkede 15-20 kilise kurulmasının bir tehdit  yaratmayacağı gerçeğini ortaya çıkaracak.


DIŞARDAKİ DİRENİŞTE

GİDEREK ARTIYOR


Türkiye’nin AB’ye doğru yürüyüşü hızlandıkça, Avrupa’daki direnişin de arttığı gözleniyor. Bir süre öncesine kadar, “canım, Türkiye zaten Kopenhag kriterlerinin altından kalkamaz”deniyordu. Şimdi işler değişti. Özellikle muhafazakar çevreler Türkiye’nin  hedefe yaklaştığını gördükçe  panikliyorlar.  Panikledikçe de, yeni yeni gerekçeler buluyorlar.


2004 aralığındaki randevuya kadar geçecek sürede bu direniş daha da artacak. Son karar siyasi ve hükümetlerin tutumlarına bağlı olacağından dolayı Türkiye’nin çabalarını yavaş yavaş başkentlere  çevirmesi gerekiyor.


Almanya ve Fransa bu konuda anahtarı cebinde tutan iki başkent.


Berlin’in desteğini güvenceye alabilmek için, Sosyal Demokratlara  seçimlerde Türk desteğini göstermek şarttır.


Paris’teki tereddütleri  giderebilmek için de, Başkan Chirac ile yakın temas kurmak veya  bu yakın teması gerçekleştirecek insanları bulmak, Fransızlara ihale pastasından pay vermek gerekmektedir.


Her geçen gün Kıbrıs’taki manevra yeteneğimizi azalttığı için, o alanda da hazırlıkları  bir an önce tamamlamak lazımdır.


Rehavete kapılır ve iç-dış direnci küçümsersek çok yazık olur...



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…