AKP, SUSTUKÇA
KAZANIYOR...
Cumhuriyet’in 80 inci yaşgünü gerçekten coşkuyla kutlandı. Ancak, ani çıkan bir tutum değişikliği nedeniyle ağızlarda buruk bir tad bıraktı. Sanki toplumda ayrımcılık yapılıyormuş, inatlaşmaya gidiliyormuş gibi bir izlenim doğdu.
Çankaya köşkünün bu aşamada türban’lılara kapatılması, kamuoyunda da tasvip görmedi.
Cumhurbaşkanı Sezer’in, bunca yıl sonra Köşk’e türbanlı sokmama kararı anlaşılamadı. Suskunluğunu sürdürdükçe de, “ Ben böyle tasvip ettim, uymakta sizin göreviniz” demek istiyormuş gibi hava yayıldı. Tepeden bakan bir Cumhurbaşkanı resmi çizdi. Oysa kamuoyuna gerekçelerini anlatsa, doğrusu veya yanlışı ile tartışılırdı.
Sezer’in bu kararını Anayasa mahkemesinin, türbanın kapalı kamu alanlarında kullanılamayacağı yolundaki kararına dayandırdığı söyleniyor. O zaman da insanlar “çok kısa süre öncesine kadar kabul ediyorlardı da, şimdi ne oldu da bu tutum değişti?”sorusunu sorar oldular.
Bende, Türkiye’nin laik ve demokratik Cumhuriyetinin üstüne toz kondurulmasını istemeyenlerdenim. Bu konuda hiçbir ödün verilmemesini de savunuyorum. Avrupa Birliğine giden bir Türkiye’nin, zaten başka türlü yönetilmesi de söz konusu olamaz.
Ancak, bir de toplumun inançları var. Bu insanlarımızı tümüyle görmezlik edemeyiz. Türban’ı siyasi bir simge haline getirenlerin oyununa gelmemeliyiz. Bir azınlığı susturmak adına, türban’ı tamamen inançları için kullananları da cezandırmamalıyız.
Cumhurbaşkanımız yaklaşım hatası yapmıştır. Üstelik Köşk’ü kapatarak geri dönülmesi son derece güç bir süreç başlatmıştır. Cumhurbaşkanlığı Köşkü, bir kesimin kalesi konumuna girmiştir. Dışarda kalanların dışlanacağı mesajı verilmiştir. Bu kararın ilerde değiştirebilmesi de son derece güçtür. Kapalı kalsa soğukluk sürecek, yeni bir Cumhurbaşkanı tarafından açılsa, tekrar gerilimi beraberinde getirecektir.
AKP’NİN TUTUMU
ÇOK ŞEYİ DEĞİŞTİRDİ
AKP ise Köşk krizinde olgun davrandı.
Hele oylarının hiç değilse bir bölümünü, muhafazakar-dindar vatandaşlardan almış, geçmişte türban’ı savunmuş bir parti olarak, çok daha büyük tepki göstermeleri doğal sayılabilirdi. Ancak Tayyip Erdoğan krizi tırmandırmadı. Tepkilerini sınırlı oranda göstermekle yetindi.
Bu yaklaşımı “Devletten korktular” diye nitelendirilemez. AKP’yi kışkırtmak isteyenler bunu söyleyebilirler, hükümet olduklarını ancak iktidar olamadıklarını da iddia edebilirler. Oysa AKP, güç gösterisine girmedikçe toplumda hem prestij, hem de oy kazandı. Açıklanmayan anketlere bakılacak olursa, toplumun büyük bölümünün son krizde AKP’nin yaklaşımını tercih ettiği anlaşılıyor.
Türkiye, son derece gereksiz bir krizi konuşarak boş yere zaman harcadı. Oysa, yapılacak o kadar çok iş vardı ki...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|