Mehmet Ali Birand
 
AKP VE TSK’NIN SORUMLULUKLARI
 
 

AKP VE TSK’NIN

SORUMLULUKLARI


Bu ülkeyi seviyorsanız, bu ülke’nin önünü açmak istiyorsanız, önümüzdeki 14 ay süresince herkesin  çok daha dikkatli ve sorumlu  davranması gerekiyor.


14 ay son derece önemli.


Bu süreç içinde, 25 Avrupa ülkesi (yeni katılacak 10 ülke dahil) Türkiye hakkında bir karar verecekler. Bu, tarihi bir karar olacak. 2004 Aralığında tam üyelik müzakerelerinin başlama tarihi verilecek ve  Türkiye’nin AB’ye üyelik yolu açılacak veya ertelenecek. Ertelenmesi, AB üyeliğinin gündemden düşmesi anlamına gelecek. Yani, ya Türkiye şahlanacak veya olduğu yerde sayacak.


Bu tarih böylesine önemli.


İşte bundan dolayı, tek bir hatayı kaldırmayacak, atılacak her adımın telafisi imkansız sonuçlar  getireceği  bir 14 aya giriyoruz.


En büyük sorumlulukta AKP’nin omuzlarındadır.


AKP’NİN SORUMLULUĞU

ÇOK BÜYÜK...


AKP’nin sorumluluğu iki aşamalıdır:


YAPMASI GEREKENLER:


Bu hükümet, son derece cesur adımlar atmış, Avrupayı hayretler içinde bırakan kararlar almış ve Türkiye’yi AB’den  tarih alma noktasına kadar getirmeyi başarmıştır.


Geriye çok azı kalmıştır.


Yapması gerekenleri de, şu 14 ay içinde tamalayabilirse, ülke’nin tarihini değiştirebilecektir.


Bunların başında, Kıbrıs konusunda çözüm için gereken adımların atılması gelmektedir. Kıbrıs’ı vermek değil, Annan planını imzaya hazır olduğunu  açıkça söylemesi yeterlidir. Türk tarafının bu atağı, Rumların  tepkisiyle karşılaşacaktır. Zira Rumlar Annan planını istememekte, ancak Denktaş sayesinde kendilerini kurtarmaktadırlar.


Türk tarafı, Denktaş’ın muhalefetini kırmalıdır.


DGM’lerin  kaldırılması dahil, AB’ye uyumun tamamlanabilmesi için gereken Anayasa değişikliklerinin yapılması  gecikmemeli ve uyum yasalarının uygulanmasında büyük duyarlık gösterilmelidir.


Aralık 2004 kararı  25 üye başkentinde alınacaktır. Hükümetin hiç değilse belli başlı başkentlere yönelik  dev bir tanıtım seferberliği açması ve itiraza hazırlananların kaygılarını giderecek bir kampanya başlatması şarttır.


YAPMAMASI GEREKENLER


AKP’nin yapmaması gereken bir tek şey vardır. O da, 14 ay süresince  YÖK, Türba ve İmam Hatip konularını gündeme getirip, zorlamaya girmektir. Bazı bakanlarını ve milletvekillerini kontrol altında tutmalı, aşırıları frenlemeli ve bu konuları 2005 yılına kadar askıya almalıdır.


Herşey yolunda giderken, 2004 Aralığına çok az bir süre kalmışken, bu gerilimi tırmandırmaya ne gerek vardır, anlamıyorum.


Kendi bindikleri dalı kesmekle kalmadıkları gibi,  bu tutumlarıyla ülkeye büyük zarar vermektedirler. Asker’i tahrik edip, tepkilere yol açmaktadırlar.


Üstelik bu yaklaşım parti içindeki bir bölüm milletvekili ve kabinedeki bazı bakanlar tarafından körüklenmektedir. Başbakan her defasında  uzlaşı adımı atmakta, ancak kısa süre sonra aşırılar aynı çıbanı yine kaşımaya başlamaktadırlar.


TSK’NIN DA ÖNEMLİ

SORUMLULUĞU VAR


Önümüzdeki 14 ayın sorumluluğu sadece AKP’nin sırtında değildir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de sorumluluğu vardır. Rütbesi  ne olursa olsun, her siyasi demeç Türkiye’nin  AB’ye girmesini istemeyenler tarafından “işte görüyorsunuz, Asker politikayı yönetiyor” diye kullanılıyor.


Paşalarımızın önümüzdeki 14 ay süreyle özellikle  duyarlı davranmaları, susmaları, siyasi demeç vermemeleri, eğer bir mesajları varsa, bunu hiç  değilse kamuoyu önünde değil de, kapalı kapılar ardında açıklamaları gerekmektedir.


Hele Genelkurmay Başkanı Özkök’ün,  her fırsatta “TSK’nın hedefi AB’dir”  dediği bir ortamda bu hedefi tehlikeye düşürecek tutumlara dikkat etmek gerekmez mi?


Özellikle bu mesajın tüm AB karşıtlarına daha net şekilde yansıtılması doğru olmaz mı?


Unutmayalım, hepimiz aynı gemideyiz. Batarsak, denizin dibini hep birlikte bulacağız. Ancak, sonradan çocuklarımıza ve torunlarımıza birileri hesap verecektir. 


Vatanını sevmek ülke’nin önünü açmaksa, böylesine tarihi bir dönemeçte seyirci kalmamayı gerektirmektedir.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- Hadi bir defa başladık...
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…