ASKERİ BİZLER
KIŞKIRTIYORUZ....
Geçen hafta Çarşamba akşamı televizyonda TBMM’nin açılış kokteyl’ini izliyordum. Genelkurmay Başkanı Özkök, etrafını kuşatmış kamera ve teyp denizinin ortasında soruları yanıtlıyor. Gazeteciler soruyor, Org. Özkök’te gayet dengeli açıklamalar yapıyor.
Ancak orada birinin sorduğu sorular dikkatimi çekiyor. Bakıyorum, bunlar soru değil, Org. Özkök’ü yönlendirip birşeyler söyletmeye çalışılıyor.
Paşam, anlaşma için askerimizin görüşü alındı mı?
................
Ama bu durumdan rahatsız olduğunuz belli...
...............
Koşullar ağır gibi değil mi?
..............
Kamuoyunun bu konudaki tedirginliğini paylaşıyor musunuz?
.............
Bakıyorum bu yönlendirici soruları, CHP Ardahan Milletvekili Ensar Ögüt soruyor.(!)
Bir parlamenter, hemde show yapıyor. TV kameraları, mikrofonların önünde, Genelkurmay Başkanını kışkırtmaya çalışıyor.
Ensar Öğüt istediğini sorabilir. Kimse karışamaz, ancak kusura bakmasın “Askere hükümeti şikayet etmek, hükümet partisiyle aralarının kötü olduğu izlenimini yansıttırmaya çalışmak” bana çok ters geldi.
Sadece Ensar Öğüt değil, 1960’lardan bu yana bir türlü vazgeçemediğimiz bir alışkanlığımızdır bu... Askeri yönetimin içine itmek, askere şirin görünüp onlarla birlikte yönetimi paylaşmaya çalışmak, askeri bir nevi üstün yargıç konumuna yerleştirmek...
Gazetecilerin arasında da böyleleri var.
“Emredin Paşam” diyen, paşa’lara “cezalandırın şu adamları” diye akıl veren, hatta köşe yazılarıyla siyasete sokan meslekdaşlar...
Siyasetçilerde –özellikle, seçim kazanamayan ve askere sığınıp bir yerlere gelmeye çalışanlar- eskiden çok vardı, şimdi sayıları azalsa dahi hala varlar.
İşadamlarımızı da unutmayalım. Onlar da askeri kışkırtmakta birebirler.
Bilim adamlarına ne demeli?
Bazıları, asker ağzıyla konuşmaya bayılırlar.
Bütün bu alışkanlıklara bakıyorum da, Türk Silahlı Kuvvetlerini alkışlıyorum. Tüm tahriklere rağmen, içlerinde sağduyulular hala ağır basıyor. Bazıları, havaya girip kendilerini zaman zaman kaybetseler dahi, gerçekleri görenler, dengeyi korumayı başarıyorlar.
İşte bunlardan biri de, Genelkurmay Başkanı Org. Özkök. İlkelerini tekrarlamanın ötesine geçmiyor. Kırmızı çizgileri geçen diğer bazı komutanları durdurmasını biliyor. Alt kademeleri kışkırtan bazı muvazzaf ve emekli komutanları, ----------------------------------
Avrupa Birliğine girme sürecindeki Türkiye –tam üye olamasa dahi- laik ve demokratik sistemini artık “asker süngüsüyle” değil, askerini sigortacısı gibi görerek değil, sivil toplum örgütleriyle korumasını ve kollamasını öğrenmelidir.
“Benim rahatım yerinde, sokağa inmem. Benim yerime bu görevi asker yapmalı” şeklindeki eski anlayış bırakılmalıdır. AKP’yi kontrol altında tutmak askerin değil, bizim görevimiz olmalıdır.
Bırakalım artık askerin yakasını.
Bırakalım, kendi işlerini yapsınlar, biz de siyaseti oylarımızla, eylemlerimizle etkileyelim.
Askeri kışkırtmayalım.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|