Mehmet Ali Birand
 
BİRBİRİMİZE ALIŞMAK ZORUNDAYIZ
 
 

BİRBİRİMİZE ALIŞMAK

ZORUNDAYIZ


Bizler korkularla büyütüldük, böyle eğitim gördük.


Ülke bize emanet edilmişti.


Yabancılarda kötü  insanlardılar.  Sadece ülkemizi parçalamayı , kanımızı emmeyi düşünürlerdi. Onlardan da uzak durmak gerekirdi.


Bir de Ticaniler vardı. Bunlar da, Türkiyemizi karanlıklara boğmak, din baskısıyla bizi çağ dışına itmek isteyen insanlardı. Çocukluğumuzdan itibaren bu “Ticani’lerin” kimler olduğunu pek anlayamadık. Genel bir kavramdı. Çember sakallı, elinde tespih ve arkasında baştan aşağı kara çarşaflara bürünmüş kadınların yürüdüğü bir tip...


Son korkumuz ise, adlarından özellikle söz edilmemeye çalışılan bir grup olan Kürtlerdi. Kürtler ikiye ayrılırdı. Bir bölümü çok sadık, çok namuslu olanlar, diğer bir bölümü ise gaddar ve kötüydüler.


İşte bütün bu tehlikelere bizler göğsümüzü gerip direnecek ve düşmanlarımıza karşı vatanımızı koruyacaktık.


Bütün eğitimimiz bu temeller üzerine otururdu.


Böylü büyütüldük.


Bizler, laik Türkiye’nin savunucularıydık.


Kimimiz bu görev dağılımını çok ciddiye aldı. Değişime direndi ve kayıtsız şartsız Cumhuriyet ilkelerine bağlandı.


Kimimiz değişen dünya’nın gerçeklerini gördü. Türk toplumunun da değiştiğini anladı ve yeni koşullara uyum sağladı.


Toplumun bir bölümü hala direncini sürdürüyor. 


İslami çevreler veya din unsurunu ön plana çıkaranlar, muhafazakarlar  ile köktendinciler arasında hiçbir fark gözetmiyorlar. Tesettürlü  kadınların özel giysileriyle  denize girmelerini hala yarı hayret, yarı kötü gözle izliyorlar. Bu çevrelerin varlıklarını dahi hazmedemiyorlar. Oysa bakıyorsunuz ki, Türkiye’yi yönetenlerin büyük bölümü artık muhafazakar çevrelerden oluşmuş. Toplum değişmiş, yepyeni kavramlar gelişmiş.


Yabancılar deseniz, onlar da artık dışımızda değil, içimizde bizimle birlikte yaşıyorlar. Dünya öylesine birbirine bağımlı bir düzene girmiş ki, aksine uluslararası camianın  içine girebilmek bir avantaj sayılır olmuş.


Kürt kökenli vatandaşlar deseniz, öylesine  bir bilinçlenme, öylesine bir siyasi ağırlıklarını hissetme noktasına gelmişler ki, onları dikkate almadan adım atmak giderek zorlaşıyor.


Türkiye böylesine hızla değişirken, bizim kuşakların bir bölümü gerçekleri görmek yerine, tam aksine direniyorlar.


Birbizirimize alışmak ve birlikte yaşamaktan başka çaremiz olmadığını anlamak dahi istemiyorlar. “Vatan elden gidiyor (!)” çığlıklarını giderek yükseltiyorlar. Giderek  azınlığa düştüklerini görmek ve yeni düzene uyum sağlamak yerine, direnmeyi tercih ediyorlar. Yani dengelerin oluşturulma gereğini dahi göremiyorlar.


Yazık değil mi?



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…