“ASKER YOLLAYIN
MASAYA OTURUN”
CNN TÜRK’teki MANŞET programında (saat 17:00) konuğum ABD Kongresinin Illinois temsilcisi Mark Steven Kirk olacak.
Kirk, Temsilciler Meclisinin en genç ve en önde gelen üyelerinden biri. Özelliği, Savunma camiasına çok yakın olması. Özellikle de, Savunma Bakanı Rumsfeld ile son derece sıkı ilişkileri var. Pentagon’daki havayı bire bir biliyor. Söyleşiye başlamamla birlikte, adeta içini döktü. Ben sormadan Pentagon’da Süleymaniye olayının, TSK ile ilişkilerin nasıl göründüğünü anlattı. Meğer durum bizim tahmin ettiğimiz ve bildiklerimizden daha vahim imiş. (İlgileniyorsanız, Kirk söyleşisinin tam metnini HYPERLINK "http://www.e-kolay.net" www.e-kolay.net adresinde okuyabilirsiniz.)
96’DA, KUZEY IRAK
ASKERE BIRAKILMIŞ
Doğrusunu söyleyeyim, ben bilmiyordum. Hatta ilk defa, Orta Doğu uzmanı Nihat Ali Özcan, MANŞET programında söylemişti de hayret etmiştim. Bu defa hayretim daha da arttı, zira Mark Kirk’te Kuzey Irak politikalarının 96 yılında bir MGK kararıyla tamamen TSK’ya bırakıldığını tekrarladı.
Türk ve Amerikan kaynaklarından öğrendiğime göre, 1996 yılında Kuzey Irak’taki gelişmeler yoğunlaşınca, MGK bir karar almış ve bölgedeki (Kuzel Irak) politikanın TSK tarafından yönlendilmesine karar vermiş.
Aslında Kuzey Irak tartışmaları (politikaları kimlerin saptayacağı) yıllardır sürüyordu. Dışişleri Bakanlığı bir ara (özellikle ilk başlarda) devredeydi ancak 90’lı yıllarda, PKK faaliyetleri ve Talabani-Barzani mücadelesi arttıkça ağırlık TSK ve bölgede faaliyet gösteren MİT’e geçmişti. Hatta zaman zaman, TSK ile MİT yetkilileri arasında görüş ayrılıkları çıkardı. 96 kararından sonra ise yönetim tamamen TSK’ya geçmişi.
Mark Kirk’e göre, sorunlar özellikle son ABD harekatıyla birlikte artmaya başlamış. Türk özel kuvvetlerinin hareketleri duyarlık yaratır olmuş. Türk kuvvetleri “Kuzey Irak bizden sorulur” derken, yeni gelen Amerikalı komutanlar “Hayır, burası artık bizim denetimimizde. Siz izin almadan faaliyet gösteremezsiniz” tutumuna girmişler. Açıkça bir rekabet havası doğmuş. Sanıyorum, ABD kuvvetlerinin PKK mevcudiyetine karşı hiçbir önlem almaması, Türk yetkilileri daha da kızdırmış.
Mark Kirk, Pentagon’daki genel inanışın, Türk Özel Kuvvetleri arasında bir suikast timinin de bulunduğu şeklinde olduğunu ileri sürdü. Böyle bir iddianın söz konusu edilemeyeceğini, hem TSK, hem de hükümetin ısrarla yalanladıklarını söyledim ve ellerinde somut bir kanıt bulunup bulunmadığını sordum.
Anladığım kadarıyla pek emin değiller.
ABD, TÜRKİYE’NİN
DUYARLIKLARINI ANLADI
Süleymaniye’de ne olmuşsa olmuştur. Amerikalılar duyarsız davranmışlar ve mesajlarını da kabaca vermişlerdir. Pentagon’daki genel hava, Süleymaniye olayının geride bırakılması ve ilişkilerde yeni sayfa açılması şeklinde.
Mark Kirk’te konuşmasında bu konunun altını özellikle çizdi. Türk Silahlı Kuvvetlerinin özellikle Org. Özkök’ün yönetiminde son derece iyi bir noktada bulunduğunu söylerken, bazı komutanların Amerika’ya ters bakmasının rahatsızlık yarattığına da dikkat çekti ve “Türkiye’nin Irak’taki gelişmeler üzerinde etkili olması gerektiğini, Danimarka ve Belçika gibi dışardan seyirci durumunda kalmaması için de masaya oturması zamanının geldiğini” belirtti.
Anlaşıldığı kadarıyla, Türkiye asker yolladığı taktirde ilişkiler rayına oturabilecek, aksi halde itişmeler sürüp gidecek.
Mark Kirk’e “Askerimize çuval geçirdiniz, şimdi neden asker istiyorsunuz? ABD, Türkiye’ye muhtaç ise, böyle davranmaması gerekmez miydi?” diye sordum.
Pentagon, Türkiye’ye muhtaç olmadıklarını, ancak Türkiye ile birlikte hareket etmeleri, işbirliğini arttırmalarının yararlarına olacağına inanıyor.
“Çuval geçirme kompleksinden kurtulalım” sözü sık sık tekrarlanıyor. Amerikalılar ileriye gittiklerinin farkındalar, ancak geriye dönüşün ve ilişkileri yeniden rayına oturtmanın kolay olmayacağının da farkındalar.
KENDİ KUVVETLERİMİZE
SAHİP ÇIKMALIYIZ
Irak’a asker yollama konusu, önümüzdeki dönemde Tezkere’den de fazla tartışılacak.
Herşeyden önce, bölgede yıllardır özveriyle çalışan silahlı kuvvetlerimize sahip çıkmak zorundayız. Ben Pentagon’un iddialarına değil, Türk Silahlı Kuvvetlerinin söylediğine inanırım.
Kararı nasıl vereceğiz?
İki yol var. Biri, duygusal davranıp olumsuz bir tutum almak, diğeri uzun vadeli çıkarlarımızı hesaplayıp karar vermektir.
“ABD hata etmiştir, bu hatalarını ödemeli ve Irak’ta batsınlar. Biz destek vermeyelim” denebilir veya “ABD, Irak’ta batarsa bizde çok zarar görürüz” diye farklı düşünebiliriz.
Karar bize ait...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|