· Öcalan’ ın açıklamaları, ardından da PKK Başkanlık Konseyinin silah bırakma ve ülkeyi terketme önerisini kabul etmesi hepimizi şaşırttı. Acaba rüya mı görüyoruz, yoksa gerçekten tünelin sonu mu göründü?
=============================================================
ASIL ZORLUK ŞİMDİ BAŞLIYOR
Açıkça söylemeliyiz. Öcalan, PKK dahil herkesi şaşırttı ve şaşırtmaya da devam ediyor.
İstediğimiz kadar “oyun içinde oyun döndüğünü” ve Öcalan’ ın sırf idamdan kurtulmak için bu şekilde hareket ettiğini ileri sürelim.
Birşeyler değişiyor.
Öcalan, kısa bir süre öncesine kadar düşünülemeyecek adımlar atıyor. Büyük bölümü “oyun” dahi olsa olsa, gelinilen nokta artık çok ciddiye alınılmalı. Zira, biz almasak dahi dünya alıyor. Biz kendi politikamızı oluşturmazsak, bize politika biçeçekler ve dayatacaklar.
İNİSİYATİF, ÖCALAN’ IN
ELİNE GEÇİYOR.
Bugün, inisiyatif Öcalan’ ın eline geçmiş durumda.
Avrupa’ da bir ülkeden diğerine giderken, kontrolü kaybetmişti. Ancak, Türkiye’ ye getirildiğinden bu yana siyasi kontrolü eline aldı. Kerhen de olsa , PKK İmralı’ dan çıkan sesi hala dinliyor veya dinlemek zorunda kalıyor.
Biz de İmralı’ dan çıkan sesin nereye gideceğini izliyoruz.
Henüz geçiş dönemi yaşanıyor.
Acaba PKK bu politikayı gerçekten benimseyecek mi, belli değil. Ancak, herşeye rağmen, rafta kalsa dahi, bu gelişme hafife alınacak cinsten görülmüyor.
ANKARA, TAM
BEKLEMEYE GİRDİ.
Devletin tepesinde esen rüzgarlar, her açıklama ile yön değiştiriyor.
Şimdiki beklenti, 1 Eylül’ den sonra, PKK kadrolarının nasıl tepki vereceği ile ilgili.
Öcalan’ ın direktiflerine gerçekten uyacaklar mı, yoksa bir yandan “kabul ediyoruz” deyip, öte yandan mücadelenin sürmesi sinyalini mi verecekler?
Binlerce gerillaya söz geçirebilmek zor. “Kontrol edemiyoruz” da diyebilirler.
Çatışmaların birden bire kesilmesini beklememek gerekir. Kesin durum, zaman içinde belli olacak.
Sonunda hem Öcalan hemde Başkanlık konseyinin otoritesininde sınırlarını da saptayacak.
Risklerle dolu bu satranç oyunu sürüyor.
TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ
BASKILAR ARTACAK.
PKK’ nın, Öcalan’dan gelen mesajı kabul ettiğini açıklaması, Türkiye’den çok Avrupa’ yı etkiledi.
Batı medyası, bu gelişmeleri “Tarihi Dönemeç” olarak niteledi ve şimdi Ankara’ya dönüp “hadi, sizde harekete geçin” demeye başladı.
Öcalan’ ın istediği de bu…
Olayı, basit bir terör veya silahlı mücadeleden çıkarıp işi siyasi alana çekmek.
Teröre karşı silahlı mücadele, Türkiye’ye belirli bir avantaj sağlıyordu. Masum insanlar öldürülürken Türkiye’ye fazla bir baskı yapılamıyordu. Şimdi ise, durum değişiyor. PKK’nın silah bırakacağını, ülkeden çekileceğini söylemesi dahi, rüzgarın farklı esmesine ve gözlerin Ankara’ ya dönmesine yol açıyor.
ASIL ZORLUK
ŞİMDİ BAŞLIYOR.
Eğer PKK gerçekten silah bırakır ve göstermelik dahi olsa, ülke’ den çıktığı izlenimini verirse, Türkiye için zor bir dönem başlayacak demektir.
Zira, savaşmak nispeten kolaydır da, politik mücadele daha zordur. Politika üretmek,
Uluslararsı kamuoyunu inandırmak gerekir. Risklidir.
Öcalan’ ın istediği, beklediği de bu:
Güneydoğu sorununu uluslararası platformlara taşımak.
Türkiye’ yi, güçlü olduğu askeri alanda yenemedi, aksine mücadeleyi kaybetti. Şimdi kendini daha avantajlı gördüğü siyasi alana sokmaya çalışıyor.
Başarıp başaramayacağı, bizim tutumumuza da bağlı. Eğer yeni politikalar üretmez, gelişmeleri bir “gözlemci” gibi seyredersek, çok güç durumlara düşebiliriz.
“Öcalan yakalandı, bu iş bitti” kolaycılığına düşmememiz, askeri üstünlükle yetinmememiz gerekiyor.
Bundan böyle oyunun koşulları değişeceğe benziyor.
Akılcı davranırsak, bunun da üstesinden gelebiliriz.Aksi halde, çok kayba uğrayabiliriz.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|