Mehmet Ali Birand
 
KUZEY IRAK POLİTİKAMIZ BAŞARISIZ OLDU...
 
 

KUZEY IRAK POLİTİKAMIZ

BAŞARISIZ OLDU...


Kimse kimseye kızmasın, sorumluluğu başkalarına atmasın. Türkiye’nin, Tezkere öncesinden başlayan ve bugünlere kadar gelen Kuzey Irak ile ilgili genel politikaları başarısızlıkla sonuçlandı.


Bu politikaları kim oluşturdu ve kim uyguladı, ayrıntılarını bilemiyoruz. Ne kadar Genelkurmay’dan, ne kadarı Dışişlerinden kaynaklandı belli değil. Daha doğrusu, kamuoyu  işin bu yönünden habersiz. Bizim karşımızda siyasi sorumlu olarak sadece hükümet var. Dolayısıyla, faturanın hükümete çıkarılması gerekiyor. Siyasi otorite, işine geldiğinde, “ne yapalım asker istedi”, işine geldiğinde “bizim dediğimiz olur” dememelidir. Bundan dolayı, bu yazının muhatabı hükümettir...


ÇITAYI YÜKSEK

TUTUNCA...


Türkiye,  Kuzey Irak’taki tutumunu başlangıcından bu yana gereken duyarlıkta yürütemedi. Bazen sessiz kaldı, bazen çok bağırdı, hatta tehdit etti. En önemlisi Washington’un niyetlerini, Kürtlerin yaklaşımını ve işlerin nereye gidebileceğini iyi okuyamadı,  iyi tahmin edemedi.


Açıkçası, Türkiye Kuzey Irak politikasını iyi yönetemedi. Bazen fevri, bazen abartılı, bazen sert ve genelde de Kürtleri düşman gören bir tutum sergilendi. Olaya tamamen güvenlik gözlüğü ile bakıldı. Tek hedef olarak, Türkmen cephesini güçlendirmek, eğitmek, gerekirse silahlandırarak Kuzey Irak’ta Türkiye’nin söz sahibi olmasını sağlayacak bir vasıta konumuna getirmek görüldü. Durum böyle olunca da, inisiyatif büyük oranda, Kuzey Irak’ta bulunan güvenlikçilerin, özel kuvvet yetkililerinin elinde kaldı.


Türkiye’nin bu şekilde hareket etmesinin başlıca iki nedeni vardı. Birinci ve en önemlisi, PKK’nın faaliyetlerini kontrol altında tutmak, diğeri de Kürtlerin arasında Türkmen faktörünü iyice yerleştirmekti. Ancak ülkemiz ne yazık ki kartlarını doğru dürüst oynayamadı.


Türk yetkililer gelişmelerin nereye gittiğini, Amerika’nın potansiyelini ve ne yapmak istediği anlayamayınca, çıtalarını çok yüksekte tuttular.


Israrla tepeden bakıp “kırmızı çizgilerden” söz ettiler.


Amerikalıları eleştiriyoruz ancak, “Kuzey Irak’ta politika oluşturanlarımız” öylesine gereksiz konuşmalar, açıklamalar yaptılar, öylesine abartılı sözler söylediler ki, kendi  kamuoyumuzda çok yanlış bir izlenim doğdu. Kuzey Irak’ın bizden  sorulması gerektiği sanıldı.


Yine öyle görüşler açıklandı ki, Kürtler açıkça panikletildi. O zaman onlar da, Amerikalıların üstüne gidip “aman bizi Türklerden kurtarın” demeye başladılar.


Hele bütün bunların üstüne, bir de Tezkere’nin reddi  gelince işin ucu tamamen kaçtı.


Gereksiz demeçler, yanlış algılamalar ve son derece hatalı uygulamalar sonucu Türkiye kendi kendini Kuzey Irak’ta etkinsizleştirdi.


FATURA TÜRKMENLERE

ÇIKMAYA BAŞLADI


Türkiye’nin Kuzel Irak’ta Türkmenler’e kol kanat  germesi son derece yerinde bir politikaydı. Sorun kullandığımız yöntemlerden kaynaklandı. Bazı işler insanların gözlerine sokarak yapılmaz. Herşeyin bir adabı vardır, bir gizliliği, bir ustalığı vardır. İngilizler, Amerikalılar da aynı oyunları oynarlar, ancak yüzlerine gözlerine bulaştırmadan, hele hele seslerini hiç duyurmadan işlerini görürler.


Bütün bu beceriksizliklerin  sonucunda ne oldu?


Korumaya aldığımız Türkmen Cephesi hem Kuzey Irak, hem de Irak’ın genelinde  kazanabileceği etkinliği tümüyle kaybetti. O kadar ki, Irak’ı önümüzdeki dönem yönetecek olan Hükümet Konseyi’ne bile bir Türkmen Sivil Toplum Örgütünün Başkanı  Songül Çabuk seçildi.

Türkmen Cephesi, bölgede “Türkiye’nin Truva atı” olarak damgalandı ve tüm faaliyetlerin dışına itildi.

Diğer Türkmen dernekleri de, Türkmen Cephesi faaliyetlerinden uzaklaşmaya başladılar.

Türk askeri, Kuzey Irak’taki  tüm faaliyetlerini Amerikalılara bildirmek zorunluğunu kabul etti.

PKK’nın üzerindeki baskılar bu son gelişmeyle belirli oranda azaldı.


Sonuçta, hem Türkiye, ancak daha büyük oranda Türkmenler kaybetmiş oldular.


İşi bilmeyenlere politika teslim edilirse böyle olur...



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…