Mehmet Ali Birand
 
KUZEY IRAK, TÜRKİYE’YE MODEL OLMAMALI...
 
 

KUZEY IRAK, TÜRKİYE’YE

MODEL OLMAMALI...


Bölgedeki Kürt sorunu, önce 1 inci Körfez savaşı, ardından da Irak’ın istilasıyla birlikte şekil değiştirmeye başladı. Daha önceleri, Kürt ayaklanmaları yaşanırdı. Türkiye, Irak ve İran, kendi toprakları içindeki Kürt hareketlerini sınırlarını kapatıp, birbirleriyle gizli bir dayanışma mekanizması kurarak, sindirebiliyorlardı. Zaten, Kürt hareketleri de kendi içlerinde bölündüklerinden dolayı, kolaylıkla etkisizleştirilebiliniyordu. 


Bu durum, en dramatik şekilde 1 inci Körfez savaşı (1992) ile değişti. Kürtler ilk defa Uluslararası kamuoyunun dikkatini çektiler. Saddam’a karşı, Amerikan-İngiltere-Türkiye ortaklığı  ile, Kuzey Irak Kürtleri  korumaya alındılar. 12 yıl boyunca hem kendi kendilerini yönetmeleri, hem de varlıklarını inşa etmeleri sağlandı. PKK’da bu fırsatı kullanıp dış destek bulup   15 yıl boyunca etrafı kasıp kavurdu.


Irak’ın istilası öncesindeki manzara şöyle idi:


ABD,  Türkiye’ye büyük önem verdiği için, PKK’yı terör örgütü olarak niteledi. Öcalan’ın yakalanıp Türkiye’ye teslim edilmesini sağladı, buna  karşılık Türkiye’den kendi toprakları içindeki Kürt sorununu çözmesi için sosyal ve ekonomik önlemler almasını ve PKK’nın  silah bırakıp siyasi platforma geçişinin kolaylaştırılmasını önerdi.

Kuzey Irak’taki Kürt varlığının güçlenmesini ve kendi devlet modellerini kurmalarını sağladı.


IRAK’IN İSTİLASI

KÜRT SORUNUNU ETKİLEDİ


ABD’nin Irak’ı istilası, Kürt sorunuyla ilgili tüm verileri ve hesapları değiştirdi.


Irak Kürtleri ABD’nin en iyi müttefiği konumuna girerken, Türk-ABD ilişkileri derin yaralar aldı. Washington, hala bağımsız bir Kürt Devleti kurulmasına karşı bir tutum içinde (Irak’taki sürtüşmeler sürerse, bu tutum da değişebilir) ancak, Kürtlere toz kondurmuyor.


Türkiye’nin Kuzey Irak’taki PKK faaliyetlerinden rahatsızlık duymasına dahi aldırmıyor. Hatta, Türkiye’nin askeri varlığının da etkisizleştirilmesini istiyor.


Bölgedeki tüm dengeler böylece değişmiş oldu.


Buna rağmen, Ankara’nın Kürt sorununa bakışı hiç değişmedi. Hala Kuzey Irak’taki PKK mevcudiyeti  son derece önemseniyor, PKK-KADEK’in siyasi platforma kayması engelleniyor, emanetçi statüsündeki DEHAP’a da hayat hakkı tanınmıyor. 


Ancak gelişmeler, Türkiye’nin bu yaklaşımını aşıyor. 


Kuzey Irak giderek, bağımsız bir Kürt Devleti bölgesi görünümü kazanıyor.


İşte Türkiye’nin  kaygıları bu nedenle katlanıyor.


Bir yandan kendi içindeki sorunu çözemeyen veya eski yöntemlerle çözmeye çalışan; öte yandan da Kuzey Irak’ın Türk topraklarında yaşayan militanlara  örnek oluşturmasından kaygılanan bir ülke konumuna giriyoruz.


KUZEY IRAK ASIL BİZİ

MODEL ALMALI


Türkiye’de Kürt politikasını oluşturan kişi ve  kurumlar hala geçmişte yaşıyorlar. Hala eskimiş yöntemler ve düşüncelerle hareket ediyorlar. Daha da tehlikelisi, Kuzey Irak’ta  sırf bir model oluşmaması için, askeri baskı, silahlı caydırıcılığın geçerliliğine inanıyorlar.


Korku veya kaygımızda şu:


“... Kuzey Irak Kürtleri her türlü serbestiye kavuştular.  Kendi eğitim sistemlerini, kendi televizyonlarını, kendi ordularını kurdular. Kendi ekonomilerini oluşturup, zenginleşmeye dahi başladılar. Bu şekilde devam  ettikleri taktirde, Türkiye’deki Kürt kökenliler “neden biz de böyle olmayalım” diyebilirler, hatta  Kuzey Irak ile birleşip Büyük Kürdistan projelerini gerçekleştirebilirler...”


Doğrudur,  böyle bir tehlike vardır.


Ancak bu tehlikeyi arttırmak veya azaltmak tamamen Türkiye’nin elindedir. Bunun için de, Kürt sorununa  bakışımızı temelinden değiştirmemiz gerekmektedir. Ülkemizin toprak bütünlüğünü ancak bu şekilde daha etkili biçimde koruyabileceğimizi görmeli, tabuları yıkmalı ve herşeye yeni gözlüklerle bakmalıyız.


Eğer Türkiye Kuzey Irak’ın model olmasını istemiyorsa, kendi Güneydoğusuna daha fazla asker ve silah yollamak yerine, güvenlik önlemleriyle birlikte daha fazla yatırım  yapmalıdır.  Daha fazla insana iş-aş bulmalıdır.


Eğer Türkiye Kuzey Irak’ın model olmasını istemiyorsa, kendi Kürt kökenli vatandaşlarının beklentilerini daha fazla karşılamalı, KADEK-PKK’yı silah bırakmaya özendirmelidir.


Eğer Türkiye Kuzey Irak’ın ilerde bir model oluşturmasını istemiyorsa, kendi Kürt kökenli vatandaşlarına daha geniş söz hakkı, daha fazla demokrasi vermelidir.





O ZAMAN, TÜRKİYE

MODEL OLUR...


Bunlar yapılabildiği taktirde, o zaman Kuzey  Irak değil, asıl  Türkiye bütün bölge Kürtleri için model olur. O zaman kimse bu ülkeyi bölmeye kalkmaz.


Kuzey Irak’taki oluşumu, Türkiye’nin zorla durdurması imkansız denecek kadar güçtür.  Hem yanıbaşımızda (ne kadar güçsüz olurlarsa olsunlar) kendimize bir düşman yaratmanın, hem de kendi Kürt kökenli vatandaşlarımızı Devletten uzaklaştırmanın bir çözüm olduğuna inanmıyorum.


Gelin, soğukkanlı şekilde yeniden düşünelim ve yeni  politikalar oluşturalım.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- Hadi bir defa başladık...
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…