BİR DE KUZEY IRAK
SORUNU YARATMAYALIM
Türk-Amerikan ilişkilerindeki rahatsızlık beni korkutuyor. Kaygımın asıl nedeni de, kırılıp dökülen ilişkileri tamir etmesi gerekenlerin, yeterli ihtimamı göstermemeleri.
Hele bir de Ermeni Soykırım Tasarısı, ABD Senatosunda kabul edilmiş olsaydı, durum daha da kritikleşecekti. Allahtan bir yandan Yahudi lobisi, öte yandan da Bush yönetiminde hala sağduyusunu kaybetmemiş bir kaç kişinin müdahelesi sayesinde, felaket son dakikada engellenebildi. Tehlike tamamen geçiştirilmedi. Demoklesin kılıcı gibi başamızın üstünde sallanacak.
Benim gibi çok kimsenin asıl rahatsızlığı, Kuzey Irak’taki gelişmelerden kaynaklanıyor. Zira biran önce kontrol altına alınamazsa, Kuzey Irak Türkiye’nin kendi kendine yarattığı büyük bir sorun kaynağı veya sorunlar yumağı durumuna girecektir.
KUZEY IRAK’I DÜŞMAN
YAPMAMALIYIZ...
Türkiye, giderek artan bir ölçüde, Kuzey Irak Kürtlerini düşman olarak görüyor. Kuzey Irak Kürtlerinin bir bölümünde ard düşünceler bulunduğundan kuşkumuz yok. Önce kendi bağımsızlıklarını veya Konfederatif bir yapı içinde, kendi düzenlerini kurduktan sonra, Türkiye’deki Kürtlerle birleşip Büyük Kürdistan rüyasını gerçekleştirmek istediklerini de biliyoruz. Ancak, Türkiye’nin buna karşı tutumunu yanlış buluyoruz. Bu yaklaşımla, Kürt sorununun büyümesi engellenemez. Aksine, körüklenir ve bataklık genişletilir.
Türkiye, Kuzey Irak’ın içine asker sokup, gelişmeleri kontrol altında tutmak istediği, Türkmen’leri örgütleyip-eğitip-silahlandırıp Kürtlere karşı kullanmaya çalıştığı izlenimi veren tutumlar alıyor. Yetkilileri (asker ve sivil) demeçleriyle, Kuzey Irak’ı sürekli hırpalıyorlar. Kuzey Irak’ın beslenme kapısı olarak bilinen Habur da sürekli kısıtlama yapıp, burayı adeta Iraklı Kürtleri cezalandırmak için kullanıyorlar.
Özetlemek gerekirse Türkiye, Kuzey Irak’ı kendine düşman bir bölge konumuna sokmak eğilimi içinde görülüyor.
PKK-KADEK İLE
BÖYLE MÜCADELE OLMAZ
Türk yetkililerin bu yaklaşımlarının altında iki neden yatıyor:
PKK-KADEK’in Irak’tan çıkmasını ve silah bırakmasını sağlamak
Kuzey Irak’ın, Türkiye’deki Kürt ayrılıkçıları için bir model oluşturmasını engellemek.
PKK-KADEK militanlarının silahsızlandırılması ve bölgeden çıkarılması konusunda, sadece Talabani ve Barzani değil, ABD ile ilişkilerde devreye sokuluyor.
Ancak, Washington ile sürtüşmeye girildi ve (işte benim kaygılarımda buradan itibaren başlıyor) müdahele edilmediği taktirde ilişkilerin giderek kontrolden çıkma tehlikesi var. dolayısıyla, ABD’den PKK konusunda beklenen destek pek gelmeyecekmiş gibi görünüyor.
Türkiye’nin, PKK ile mücadelesini, ABD ile sürtüşerek gerçekleştirmesi imkansızdır.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in son günlerde sık sık uyarıda bulunmasının altında yatan gerçek de bu...
Demirel, Talabani ve Barzani ile kavga ederek, ABD ile düşmanlık sürdürerek, PKK’nın marjinalleştirilemeyeceğini söylüyor... Bundan dolayı da “Aman oradaki askerlerimizin görevini ve görev çizgilerini iyice saptayalım ve kamuoyuna da açıklayalım” diyor. Bu konuda şeffaf davranılmaz, ABD ile bir anlaşmaya varılmazsa ilerde çok daha büyük olaylarla karşı karşıya kalınabileceğinin sinyallerini veriyor.
Bunlar doğru saptamalar...
Türkiye, Amerikan ve Kürt düşmanlığı sürdürerek PKK sorununu çözemez. Tam aksine, Kürt sorununu biraz daha zorlaştırır. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, Kuzey Irak ileri yıllarda tam bir düşman yuvası, PKK’ya kucak açan bir bölge konumuna dönüşebilir.
Şimdi gelelim, Kuzey Irak’ın Türkiye’deki Kürtler için model olmaması amacıyla yapılan mücadeleye. Acaba etkili olunabilir mi, yoksa kendi kendimizi mi yaralarız?
Özetle, ne yapmamız gerekir?
Yarınki konumuz bu olacak.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|