KIBRIS HALKLARI
HEPİMİZİ UTANDIRDI
Kıbrıs’ta yaşananların mutlaka derinden derine incelenmesi, sosyologlar tarafından değerlendirilmesi gerekiyor.
Herkes şaşkınlık içinde.
Kıbrıs Rum hükümeti olsun, Kıbrıs Türk hükümeti olsun, yaşananları anlayabilmiş değiller.
Türk tarafının bu süpriz kararı hepimizi şoke etti.
Önce bizden başlayalım.
Yıllardan beri KKTC yönetimi, Rauf Denktaş, hatta Ecevit’in dehşet senaryolarını dinledik. Kıbrıs’lı Türkler ile Rumlar bir araya geldikleri anda birbirlerini boğazlayacaklar, bıçaklar çekilecek ve kan dökülecekti.
Hep 1974 öncesindeki olaylar örnek gösterililir, kanlı katil Rumların Türkleri nasıl kıtır kıtır kestikleri anlatılırdı. Üstelik, söylenenler de yalan değildi. Yaşananlar, insanları yeterince korkutmuştu.
Ecevit’in, Annan planı uygulandığı taktirde bir soykırım ile karşı karşıya kalmayacağına dikkat çekmesini hala hatırlıyoruz.
İşte hep bu uygulamalarla bugüne gelen bizler, kapıların aralandığını duyduğumuzda, kulaklarımıza inanamadık. “İşte şimdi kargaşa başlayacak” diyenlerimiz çoğunluktaydı.
Rumlar arasındaki şokta büyük oldu.
İlk günlerde Rum yönetimi geçişleri kısıtlı tutmak istediler. Onlar da, yıllar boyunca Türklerin ne kadar canavar oldukları, elleri kanlı insanlardan oluştukları propagandası ile büyümüşlerdi. Kuzey Kıbrıs’ın fakir , hırsızlığın kol gezdiği bir bölge olduğunu dinlemişlerdi.
50 yıl süren bir kavgadan sonra, mutlaka büyük olayların yaşanacağı beklentisine girmişlerdi.
600 BİN GEÇİŞ OLDU
ANCAK OLAY ÇIKMADI...
Bugün Ada’nın her iki kesiminde de bambaşka bir ortam var. Birkaç ay içinde karşılıklı 600 bin geçiş yaşandı. Ciddi hiçbir olay çıkmadı.
İstatistiklere göre, Rumlar 400 bin geçiş yapmış, Türklerden ise 200 bin geçiş gerçekleşmiş. Bazıları 4-5 defa gidip gelmiş. İlk günlerin heyecanı giderek azalıyor ve insanlar ellerini kollarını sallayarak seyahat edebiliyorlar. Rum yönetemi de, artık ister istemez, bazı kısıtlamaları giderek kaldırıyor.
Rumlardaki şaşkınlık çok daha fazla.
Yapılan araştırmalara göre, Rumlardaki Türk imajı tamamen değişmiş. Özellikle, eski evlerine gidenlerin güler yüzle karşılanmaları, tanınmamalarına rağmen, Türkler tarafından dostça karşılanmaları, Rumları hayretler içinde bırakmış.
Kapıların açılmasının yıktığı diğer bir tabu da, Kuzeyin fakir fukaralık içinde kıvrandığı propagandası olmuş.
Güney Kıbrıs’ta, Kuzey’e gidip dönmüş kimle konuştumsa, bana aynı izlenimi tekrarladılar. “Biz büyük bir fakirlikle karşılaşacağımızı sanıyorduk. Oysa, hiç fakirlik görmedik. Aksine, gelişmiş bir bölge bulduk. Güney kadar zengin değiller, ancak fakirlik edebiyatı da doğru değilmiş.”
KAPILARIN AÇILMASI
ÇÖZÜMÜ KOLAYLAŞTIRDI
Benim dikkatimi çeken bir diğer nokta, Türk ve Rum militanların, kışkırtıcı kesimlerin devreye girmemeleri oldu. Bunlar isteseler, bu olayı kana boyayabilirlerdi.
Yapmadılar veya yapamadılar. KKTC ve GKRY yöneticileri de kışkırtmalardan özellikle kaçınmışlar.
Yine Güney’de, giderek dikkat çeken bir gelişme, Rumların çoğunlukla gezdiği bölgelerde Türk askerinin görünmemesi. Anlaşılan, Genelkurmay Başkanlığı Türk kuvvetlerini kışlaya çekmiş. Sokaklarnda eskisi kadar üniformalı asker görünmüyor.
Çok hoş ve akılcı bir yaklaşım...
İki toplumun birbirini canavar gibi görmemesi, bir araya geldiklerinde kanlı olayların çıkmaması, olası bir çözümü çok daha yakınlaştırmış. Hiç değilse, kafalardaki duvarların önemli bir bölümü yıkılmış.
Tabii bu konuda çok da hayale kapılmamak gerekir.
Kapıların açılmasıyla ortaya çıkan bu durum, iki toplumun eskisi gibi iç içe yaşayabileceği sonucunu doğurmuyor. İnsanlar, gece olunca, kendilerini daha güvence altında hissettikleri evlerine geri dönmekten memnunlar. Ancak bu olayla, Rumlar ve Türkler ne kadar olgunlaştıklarını artık yan yana yaşayabileceklerini gösterdiler ve hepimizi utandırdılar.
29 yıllık bir aradan sonra, eski evlerine giden Rumlar da artık eskiye dönülemeyeceğini görüyorlar. Türklerin içine girip, eskisi gibi yaşamalarının zorluğunu, evlerini yeni sahiplerinden geri almalarının imkansızlığını hissetmeye başlamışlar. Bir şekilde hesaplaşıp bu defteri kapatmalarının daha akılcı bir yol olduğu giderek yaygınlaşan bir görüş.
Özetle, kapılar belki farklı amaçlarla açıldı, ancak bugün artık Kıbrıs’ta bambaşka bir hava esiyor ve eski kavgalı, tabularla dolu dönemlere geri dönmenin imkansızlığı herkes tarafından kabul ediliyor.
Kıbrıslı Rum ve Türk halkları çok büyük bir değişim sürecine girmiş durumdalar.
Buna karşılık, Kıbrıs’lı politikacılar ve Ana vatanlarda siyaset üretenler hala eski kafadalar.
Ne yazık ki, onlar bu değişimi yeterince okuyamıyorlar veya okumak istemiyorlar. Halkların, siyasetin önüne geçtiğini göremiyorlar.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|