EĞER ÇANKAYA,
PERİNÇEK’E DANIŞIYORSA...
Radikal’in Ankara temsilcisi Murat Yetkin’in Salı günkü köşesini okuyunca ağzım açık kaldı.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, 2 Uluslararası sözleşme hakkında değerli (!) görüşlerinden yararlanabilmek için, İşçi Partisi (son seçimlerde aldığı oy oranı yüzde 0.52 yani yaklaşık 200 bin kişi idi) Genel Başkanı Doğu Perinçek ile görüşmüş.
“Bunda ne var? Cumhurbaşkanı herkes’ten görüş alabilir” diyebilirsiniz. Ancak, görüş alınan konu ve kişi, Cumhurbaşkanımızın dünya’ya bakışını çok net şekilde ortaya koyuyor.
Adı geçen 2 sözleşme, son günlerde birden bire üzerinde tartışma açılan, BM’nin 1966’dan bu yana imzaya açtığı “Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi” ile “Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi” .
Bu sözleşmelerin bir maddesinde “toplumların kendi kaderlerini tayin hakkından “ söz ediliyor diye, bazı Kemalistler ve MHP’liler kıyameti kopardılar. Hele Doğu Perinçek, bunun bir uluslararası komplo (!) olduğu anlamına gelen sözler edip, bu yasaların “...’Türkiye'yi etnik, ekonomik ve toplumsal olarak parçalamayı, yabancı devletlere müdahale hakkını, Atatürk devrimlerine öldürücü darbeyi indirmeyi, Anayasayı ve Lozan'ı delik deşik etmeyi amaçladığını' söylemişti. Cumhurbaşkanı Sezer'i bu 'ihanet yasasını' veto etmeye çağırmıştı... Bu yasaların 1'inci maddesindeki “kendi kaderini tayin hakkının” Kürtler tarafından kötüye kullanılacağını ve bir Kürt devleti kurulmasını sağlayacağını ileri sürmüştü.”
Öte yanda ise, Dışişleri Bakanlığı tepiniyor.
Bu yasaların 150’ye yakın ülke tarafından onaylandığını, geriye kalan 38 ülkenin Bahama adalarından Tongo, Samoa’ya kadar bir demetten oluştuğunu, Türkiye’nin herhangi bir yanlış anlamaya neden olmaması için çekinceler koyduğunu açıklıyor ve Türkiye’nin bütünlüğüne yönelik hiçbir tehlikenin söz konusu olamayacağını vurguluyor.
SEZER YİNE DE
PERİNÇEK’İ DİNLİYOR
Dışişleri Bakanlığı istediği kadar olumlu görüş versin, yıllarını BM’de geçiren uzmanlar “ bu yasaların Türkiye’yi böleceğini düşünmek saflıktır” desinler, Cumhurbaşkanımız görüş almak için Perinçek’i de tercih etmiş. Gerçi onayladığına göre Perinçek’in görüşlerine pek itibar etmediği anlaşılıyor.
Cumhurbaşkanımız istediği kişilerle görüşebilir. Buna kimse karışamaz ve eleştiremez. Ancak böylesine bir konuda Perinçek’i seçmesi doğrusu çok kişiyi hayretler içinde bıraktı.
Acaba Cumhurbaşkanımız, derin görüşlerini (!) aldığı Perinçek’in kim olduğunu biliyor mu?
Örneğin: Perinçek’in Kemalizm kitabında (1979) Atatürk döneminde faşizan uygulamalar olduğu eleştirisini okudum. Denktaş’ı (şimdi halk kahramanı diye adlandırdıkları) İngiliz işbirlikçisi olarak nitelediğini, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni faşist bir ordu diye adlandırdığını ve Kıbrıs’ın Türkiye tarafından işgal edildiğini yazdığını biliyor mu? (bakın Aydınlık yayınları No:22 Birinci baskı 1976)
Örneğin: Çeşitli konuşmalarında Atatürk’ü, Miloseviç ve Saddam ile eşdeğerde tuttuğunun farkında mı?
Örneğin: Bugün düşman olarak gördüğü PKK’yı bir süre önce bağrına bastığını, Perinçek’in Bekaa Vadisi’ne kadar gidip yanaklarından öptüğünü ve Öcalan’ı partisine katılmaya davet ettiğini (resimleri yayınlandı) O dönemdeki partisinin Kürt sorununun ancak federasyonla çözümlenebileceğini (bakın: AİHM davası tutanakları) açıkladığını ve bundan dolayı da kapatıldığını da herhalde bilmiyor...
Şimdi böyle bir kişi ile Köşk’te görüşülmesinin ne anlama gelebileceğinin yorumunu okurlarıma bırakıyorum.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|