Mehmet Ali Birand
 
TÜRKİYE’NİN KUZEY IRAK’TAN ÇEKİLME KOŞULU...
 
 

TÜRKİYE’NİN KUZEY IRAK’TAN

ÇEKİLME KOŞULU...


Önümüzdeki dönemde, Türk-Amerikan ilişkilerinin en duyarlı bölümü Irak olacak.


Türkiye, Irak’a nasıl bakması gerektiği konusunda henüz kesin bir politika  oluşturabilmiş değil. Bir burukluk, hayal kırıklığı yaşanıyor. Amerikanın tutumundan rahatsızlık duyuluyor.


Rahatsızlığın temelinde, Kuzey Irak’ta 3 bin civarındaki PKK militanının mevcudiyeti yatıyor. İran-Irak sınırındaki kamplarda yaşayan militanların geleceği belli değil. Amerikalılar, Kuzey Irak’ta teröre müsaade etmeyeceklerini ve PKK’nın bölgeyi terkedeceğini söylemesine rağmen, Türk güvenlik kuvvetleri şimdiye kadar hiçbir hareket görememekten şikayetçiler. Kuzey Irak’taki Amerikan  kuvvetleri PKK kampına dokunmuyor ve seyirci kalıyorlar.


Buna karşılık Amerika da, Türk askerinin Kuzey Irak’ta kalmasından rahatsız. Kürtlerden kaynaklanan bu rahatsızlığı, sık sık Ankara’ya yansıtıyor.


Adeta kısır bir döngü yaşıyoruz.


Amerika, Türk askerinin bölgeden çekilmesini isterken, Türkiye de PKK tehdidi tümüyle yok olmadan yerinden kıpırdamıyor.


Önümüzdeki haftalarda hükümetin çıkaracağı “eve dönüş” yasasıyla, PKK-KADEK militanlarının önemli bir bölümünün silah bırakıp evlerine dönmeleri bekleniyor. Bu alanda bir başarı elde edilebildiği taktirde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Irak’tan çekilmesi daha kolaylaşacak.


TÜRKİYE, IRAK’A VE

KÜRTLERE NASIL BAKACAK?


Bu gelişmenin dışında, Washington’un en önem verdiği, orta ve uzun vadeli beklenti, Türkiye’nin hem Kuzey Irak (Kürtler), hem de Irak’ın geneline nasıl bakacağı ile ilgili.


Ankara’nın Kuzey Irak Kürtleri, hem de kendi Kürtleri ile ilişkilerini nasıl düzenleyeceği merak ediliyor. Acaba Kürtler hep güvenlik riski yaratan bir topluluk olarak mı nitelenecekler, yoksa yeni bir ilişki düzenine mi girilecek? Örneğin, Irak’ın tümünün Türkiye’ye sağladığı büyük ekonomik imkanlar ön plana nasıl çıkarılacak?


Bu soruların yanıtları, Ankara’dan bekleniyor. Ankara da, Washington’un PKK’ya yaklaşımının ne olacağının beklentisi içinde...


AVRUPA BİRLİĞİ

ÖN PLANA ÇIKIYOR


Türk-Amerikan ilişkilerinin geldiği bu noktada, ilginç şekilde Avrupa Birliği giderek ön plana çıkıyor. ABD’nin, AB üzerindeki etkinliği de eskisine oranla hızla değişiyor.


Önce ilk unsurdan başlayalım...


Bush yönetimi için, Türkiye’nin AB üyeliği hala eski önemini sürdürüyor. Özellikle, Irak nedeniyle  Türkiye-ABD arasında ortaya çıkan soğukluk, Türkiye’nin AB’ye çapa atmasının stratejik değerini daha da artırmış. Türkiye’nin Batı ile ilişkileri ve bölgedeki konumu açısından değerlendiriliyor ve sık sık “Türkiye’nin AB’den red yanıtı alması, bölgedeki dengeleri son derece olumsuz etkiler”  şeklindeki yorumlarla karşılaşılıyor.


Benim en çok dikkatimi çeken nokta, Washington’un AB ülkeleri üzerinde, Türkiye konusundaki etkinliğinin Kopenhag doruğundan bu yana, özellikle de Irak savaşı sonrasında çok artmaya başlaması.


Kopenhag doruğunda, Türkiye için lobi yapan Başkan Bush’un  girişimlerinin ters teptiğine dikkat çeken Avrupalı gözlemciler, durumun bu defa değişmeye başladığının altını çiziyorlar.


Washington’un, Türkiye’yi memnun etmek için değil, bölgedeki çıkarları ve ABD-AB ilişkileri açısından destek vereceği vurgulanıyor.


ABD-AB

YAKINLAŞMASI


Bizler belki farklı görüyoruz, ancak ABD ile AB arasında genel bir yakınlaşma ve temel sorunlarda ortak hareket etmek süreci giderek hızlanıyor. 


Fransa ile Almanya tribünlerin önünde, sürtüşmelerin unutulmaya başlandığının işeritlerini verdikleri gibi, terörle mücadele politikasında da ortak tutumlarını giderek sıkılaştırıyorlar.


Eğer Türkiye, önümüzdeki aylarda AB uyum  yasalarını tamamlayabildiği ve Kıbrıs konusunda da çözüme gidilebildiği  taktirde, AB’den tarih alma konusunda yine yanlız kalmayacak gibi görülüyor.


Washington, Türkiye’nin AB dışına sürüklenmemesi konusundaki tutumunu giderek şekillendiriyor.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- Hadi bir defa başladık...
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…