Mehmet Ali Birand
 
ABD, BUNDAN SONRA NE YAPACAK ? ( 1)
 
 

ABD,BUNDAN SONRA

NE YAPACAK ? ( 1)

WASHİNGTON


Bir savaşı kazanmak kolaydır. Eğer üstün bir teknolojiniz , büyük bir ateş gücünüz ve iyi bir komuta kontrol sisteminiz varsa kazanırsınız. Ancak önemli olan, savaş sonrasıdır. Savaş sonrasında yeni bir düzen kurabilmektir.

   

Hele Irak gibi, bölgenin tüm hastalıklarını içinde taşıyan, etnik ve dini bölünmelerin, gaddar bir rekabetin yaşandığı bu ülkede, 30 yıllık diktatörlükten sonra yeni bir düzen kurabilmenin güçlüğü ortadadır.

   

Amerika bu bataklığın içinde çıkabilecek mi, yoksa başına büyük bir dert mi aldı?

   

Bu soruya kimseler şimdiden kesin bir yanıt veremez. 

   

ABD Irak’a yerleşebilir mi yerleşemez mi, sorusunu bir yana bırakalım ve Washington’da şu sıralarda tartışılmaya başlanan bir başka konuya geçelim.

   

Tartışmanın temelinde, ABD’nin önümüzdeki dönemde  bu bölgede ne yapmak istediği yatıyor. Bu soru son derece önemli. Zira ABD’ nin gerçek niyetlerini iyi anlayabilirsek, Türkiye’yi bekleyenleri de daha iyi değerlendirebiliriz. Zira bundan sonra her şey çok farklı olacak.


YOL HARİTASININ

İLK İPUÇLARI

   

Şu sıralarda Pentagon’dan Dışişleri Bakanlığına kadar, hemen her köşede  bir yol haritası hazırlanıyor. Ayrıntılar henüz tamamlanmadı, ancak şimdiye kadar beliren ipuçları karşımıza şöyle bir manzara çıkarıyor:


ABD uzun süreyle Irak’a yerleşmek, Irak’ı ileri bir üs durumuna sokmak ve buradan hareketle, Orta Doğu, Kafkaslar ve Orta Asya Cumhuriyetlerini etkilemeyi, yeniden şekillendirmeyi planlamaktadır. ABD’nin bu savaşı sadece petrol için açtığına inanmak, son derece yanıltıcıdır. Washington’un amacı, bütün bu bölgede, aşamalı şekilde yeni bir düzen kurmaktır.


Bu düzende terör desteklenmeyecek,demokrasi ve istikrarın kurulmasına çalışılacaktır. İşte bu çerçevede de, hemen her ülkeden bazı beklentiler ön plana çıkacaktır.


İlk aşamada, Filistin sorununun çözümü ve İsrail’in güvenliğinin sağlanması gelmektedir. Washington, Filistin sorunu çözümlenmeden terörle mücadele edilemeyeceğinin bilinci içindedir. Bunun için , kendi anlayışlarına göre, en önemli unsur bölgedeki tüm İslami örgütlerin devre dışı bırakılmasıdır. Bush yönetimindeki egemen görüş, bölgedeki “İslami” veya onların deyimiyle “ terör örgütlerinin” mutlaka lağvedilmelerinin gerektiğidir. 11 Eylül sonrasında başlatılan terörle mücadelenin belkemiği olarak bu eylem öngörülmektedir. Bu bataklık kurutulmadığı taktirde, barışın oluşturulamayacağına inanmaktadırlar.


İşte bu çerçevede de hemen her ülkeden bazı isteklerde bulunulmaya hazırlanılmaktadır. Örneğin, Suriye ve İran başta olmak üzere, bu örgütlere verilen desteklerin kesilmesi, Filistinlilerin demokratik bir yönetim kurmaları, İsrail’in yaklaşımını değiştirmesi istenecektir. Bu isteklerin yoğunlukları her ülkeye göre değişecektir.


Suriye’ nin Baas rejimini bırakması, İran’ın liberalleşmesi, Lübnan’nın terör yuvası olmaktan çıkması da aynı paketin içinde bulundurulmaktadır. Daha da önemlisi, Washington için İslami terörün kaynağında Suudi Arabistan yatmaktadır. Suud ailesinin kendi iktidarlarını koruyabilmek için dışarıdaki İslamcı örgütlere kaynak sağlamasının mutlaka engellenmesi istenmektedir.



KAFKASLAR VE ORTA

ASYA DA İKİNCİ PAKETTE

   

Washington’un hedefleri arasında sadece Orta Doğu’ya yeni bir düzen getirmek  değil, Kafkaslar’ın da yeniden ele alınması söz konusudur.

   

Kafkaslarda istikrarın kurulması için, Rusya’nın bölgedeki etkinliğinin azalması ve tabii Ermeni- Azeri anlaşmazlığını çözümü gerekmektedir. Bunun ne kadar güç olduğunu söylemeye herhalde gerek yok. Ancak, Amerikalıların anlayışına göre, Orta Doğu ülkelerinde olduğu gibi, Kafkaslar ve Orta Asya ülkelerinde de tek çıkış yolu demokrasinin oluşturulması ve istikrarın bulunmasıdır.

   

Washington için, Orta Asya Cumhuriyetlerinde demokrasi ve istikrarın kurulması, Afganistana kadar bütün ülkelerin terör tehdidinden kurtulmalarını ve bazılarının da terörü desteklemekten vazgeçmeleriyle sonuçlanacaktır.

   

Bunlar son derece iddialı ve ilk bakışta gerçekleşmesi imkansızmış gibi görülen düşüncelerdir. Ancak Bush yönetimi kendinden emin görünüyor. Irak’a yerleşmekle büyük bir adım atıldığını, bölgeye girmiş olan ABD’ nin bunu başarabileceğini söylüyorlar.


TÜRKİYEDEN DE BAZI

BEKLENTİLER VAR TABİİ


 İşte bu çerçeveden bakılınca, Türkiye’den de bir beklenti şekillenmektedir.

   

Acaba Türkiye’nin bölgedeki konumu ABD’nin yeni politikaları çerçevesinde nasıl değişecektir ?

 

Eski Stratejik Ortaklık veya ileri karakol rolü hala devam etmekte midir ?

   

Bu konuya da yarınki yazımda değineceğim. Washington’da Türkiye’ye bakışlarda yavaş yavaş değişiyor. Henüz tamamen oluşmadı, ancak bu konuda da ilk ipuçları beliriyor.

   

İlgilenirseniz, yarın yine buluşalım.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…