Mehmet Ali Birand
 
KIBRIS’ TA AKILLI BİR ADIM ATILDI
 
 

KIBRIS’ TA AKILLI

BİR ADIM ATILDI

   

KKTC Bakanlar Kurulunun kararını ben çok önemsiyorum.

   

Yıllardan beri Türk toplumu garip bir psikoloji içinde yaşıyordu. 74 askeri harekatından sonra tarafları birbirinden ayıran bir çizginin çekilmesi ve Türk toplumunun korumaya alınması doğaldı. Ancak yıllar geçtikçe ve özellikle iki toplum arasındaki ekonomik uçurum büyüdükçe bu yaklaşımın psikolojik etkisi de farklılaştı. İnsanlar, merak ettikleri ancak bir türlü gidemedikleri Güney’ in yanıbaşında, açık hava hapishanesinde yaşıyorlarmış izlenimi edindiler. Hele son yıllarda bu “gidilemeyen ülke“ daha da cazipleşmeye başlamıştı. Türk toplumu bu “ yasak “ nedeniyle  Denktaş yönetimine giderek artan bir tepki duyuyordu. 

   

Yıllardan beri Rumlar, Amerikalılar ve İngilizler, sürekli şekilde insanların birbirleriyle temaslarına izin verilmesi için KKTC’ nin kapısını çalıyorlardı. KKTC ise, basit bir seminerin toplanmasına dahi ters bakar, “ Bizim pasaportlarımızı kabul edin, o zaman serbest bırakalım” derdi.

   

KKTC bunları yapardı da, Rumlar farklı mı davranırlardı ?

   

Hayır, onlar da örneğin Kuzey’den Ada’ya girenlerin Güney’e geçmelerine izin vermezler ve “tanımadığımız, istila altındaki bir idarenin tamponunu taşıyanlar Güney’e geçemez” derlerdi.


“ BU DUVAR YIKILIR VE

ALTINDA KALIRSINIZ “

   

Hele son dönemlerde bu anormallik daha da büyük kaygıların doğmasına yol açmıştı. Rumların AB’ye tam üye olmalarından sonra KKTC’de yaşayanların sınır kapılarına hücum edecekleri, Doğu Almanya’daki gibi duvarı yıkmaya kalkacakları ileri sürülmüştü. Bu kaygı resmi yetkililerde de vardı ve giderek de  artıyordu. Hele Rumların birkaç hafta sonra açıklayacakları serbestleştirme önlemlerinden sonra, KKTC toplumunu tutmanın daha da zorlaşacağı sanılıyordu.


KKTC yönetimi de bu tehlikleri iyi görmüş ve daha önemlisi  toplumunu iyi okumuş olacak ki, eski tutumunu birden bire değiştiriverdi. Toplumu ile barışmak istediğini gösterdi ve büyük bir tabuyu yıktı. 


BU KARAR ÇOK ŞEYİ

DEĞİŞTİRECEKTİR

Bu kararın en önemli etkisi psikolojik yönden ortaya çıkacaktır. Göreceksiniz, insanlar rahatlayacaklar, kendi yönetimlerine güvenleri artacak, istedikleri anda istediklerini yapabileceklerini görmenin rahatlığını hissedeceklerdir.

   

Diğer bir etkisi siyasi yönden doğacaktır. Eğer KKTC yönetimi sipere yatmaya kalksaydı, Rumlar bir süre sonra ardı ardına adımlar atacaktı. Türk tarafına tüm kapıları açarak, toplumun iştahını kabartacak, yönetime karşı kızgınlığı arttıracak ve bir olasılıkla da kapıların zorlanmasına neden olabilecekti. KKTC ön aldı ve kendi toplumuna güven duyduğunu, Kuzey’in bir Açıkhava Hapishanesi olmayacağını ortaya koydu.

   

Kararın bir de ekonomik gerekçesi var.

   

KKTC vatandaşlarının utanarak, sanki çok ayıp bir şey yapıyorlarmış gibi, Kuzeye geçip çalışmalarının da önü açılıyor. Güney’den kazanç sağlanmasının ayıp olmadığı kabul ediliyor. Rumların da Kuzey’e geçmelerine izin verilerek, hem psikolojik bir duvar aralanıyor, hem de ekonominin canlanmasına imkan sağlanıyor.

   

İki toplum arasında ticaretin ve insan gidiş gelişinin serbestleşmesi, dev bir adımdır. Rumların, Amerikalıların ve İngilizlerin en çok istedikleri “normalleşme” sürecinin başında gelmektedir.

   

Bu kararın gerekçeleri ne olursa olsun, ardında ne gibi siyasi hesaplar, ard düşünceler bulunursa bulunsun, bence Türk tarafının artık daha gerçekçi davranmaya başladığının ilk işaretidir. Atılan bu adımın altındaki esas imza sahibi Serdar Denktaş’a ve kararı destekleyen KKTC yöneticilerine, özellikle de Cumhurbaşkanı Denktaş’a  da bravo…Yine de “bugüne kadar nerelerdeydiniz” demekten kendimi alamıyorum, ancak neyse…Geçmişi bir yana bırakalım.

   

Şimdi top Rum yönetimindedir. 

   

Bugüne kadar söylediklerinde ne kadar iyi niyetli olduklarını, gerçekten bir çözümü hazırlamak isteyip istemediklerini, eskiyi bir yana bırakıp artık yeni bir yaklaşımla daha esnek davranıp davranmayacaklarını şimdi test edeceğiz.

   

Eğer Rumlar, “kapıdan girerken bizim vatandaşlarımıza KKTC damgalı bir seyahat belgesi vermeye kalkarsanız, bunun bir tanınma oyunu olduğu ortaya çıkar ve bizde kabul edemeyiz” gibilerinden, hala geçmişin kokuşmuş yaklaşımlarını içeren tutumlarla ortaya çıkarlarsa, yazık ederler.

  

 Tam aksine, şimdi ne kadar açılım yaparlarsa, o kadar daha hızla bir çözüme doğru adım atılabilir. Yıkılan tabuların yerine yenilerini dikmenin hiç gereği yoktur.

   

Gelin yeni bir başlangıç yapalım.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- Hadi bir defa başladık...
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…