RAUF BEYE, AĞLIYARAK
SARILMAK İSTERDİM…
Atina’ daki töreni içim sızlayarak izledim.
Orada Rauf Denktaş’ı da görmek isterdim.
Yok olmak üzereyken, Türkiye’nin müdahelesi sayesinde kurtarıp ayağa diktiği ve Devlet konumuna getirdiği Türk Toplumunu AB üyeliğine yükseltişini seyretmenin gururunu paylaşacaktık. Fakirliğin geride kalmasını, küçük bir toprak parçasına sıkışmanın, ambargo altında yaşamanın güçlüklerinden kurtulmayı birlikte kutlayacaktık.
Lefkoşa sokaklarında insanların coşkusunu, genç Kıbrıs’lıların önlerine açılan pırıl pırıl bir geleceği kucaklamalarının heyecanını Televizyonlar’dan canlı yayınlarda görecektik.
En büyük arzum, AB’ye katılma imzasını attıktan sonra Rauf beyin yanına gitmek, heyecandan titreyen sesimi gizliyerek “35 yıldır bu mücadelede farklı konumlarda dahi olsa birlikte olduk. Onca emek, onca eziyet, onca şehit ve sonunda bugün siz kazandınız. Bana neler hissettiğinizi anlatın” diyebilmekti.
Eminim Rauf bey gözyaşlarını tutamayacak ve bana “artık ölsem de gam yemem” diyecekti. Birbirimize sarılacak ve belki de başkalarına ayıp olmasın diye, içimizden ağlayacaktık.
O gece Atina’da o da ben de doktor tavsiyelerini gözardı edip içki içecek, dans edecek, sabahlara kadar konuşacak, eski anılarımızı tazeleyecektik. Hava ağarırken, hepimizin çoğu zaman gururla, kimi zaman yorgunlukla paylaştığımız olayları, birbirimize kırgınlıklarımızı, hatalarımızı unutup, yepyeni ve bembeyaz bir sayfa açıp ayrılacaktık.
Rauf Denktaş Atina’da Türk toplumu adına imza atarken eski EOKA’cıları da mutlaka görmek isterdim. Yaptıkları hataları düşünüp kafalarını taştan taşa vuruşlarını “Türkleri silmek isterken, şu hale bakın adamlar Kıbrıs’ın yarısını elimizden aldıkları gibi, bir de AB üyeliğine bizimle eşit konumda girmeyi başardılar” demelerini duymaktan çok keyif alırdım.
Ne yazık ki bunların hepsi rüya oldu.
Hiçbirini yaşayamadık.
Ne Kıbrıs Türkleri sokaklarda dans edebildiler, ne genç kuşaklar önlerinin açıldığını görmenin çoşkusu yaşayabildiler.
Rumlar pupa yelken AB denizine doğru açılırken, Kıbrıs Türk’ü yarınının ne olacağının hesaplarını yapıyor. Ambargodan nasıl kurtulabileceğini, Ankara’nın vermeyi taahüt edip bir türlü yollayamayacağı paraların yolunu gözlüyor.
Rauf bey beni görünce sinirleniyor.
Ben ise hala ona sarılıp ağlayacağım günleri düşlüyorum…
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|