Mehmet Ali Birand
 
KIBRIS’I ANCAK ERDOĞAN-SİMİTİS ÇÖZER
 
 

KIBRIS’I ANCAK

ERDOĞAN-SİMİTİS ÇÖZER


16 Nisan günü, Kıbrıs Rum yönetimi Avrupa Birliğine katılma imzasını atacak. Bu tarihten itibaren Kıbrıs, AB kararlarından söz sahibi olacak. Böylece hedefine ulaşacak ve sırtını Brüksel’e dayayacak. Türkiye ile ilgili müzakerelerde de masanın karşı tarafında oturacak. Gerektiğinde vetosunu kullanabilecek, istediğinde birçok kararı engelleyebilecek.


Böyle bir ortamda, Kıbrıs sorununa her iki tarafın kabul edebileceği bir çözüm bulunamadığı taktirde, Türkiye’nin 2004’te katılma  müzakerelerini başlatma tarihi alması,  söz konusu olamaz.


Bu gerçeği iyice içimize sindirmemiz gerekiyor.


Kıbrıs’ın Kopenhag kriterlerinin arasında olup olmaması da artık önemli değil. Kabul edelim veya etmeyelim, çözümsüz kaldığı  sürece Kıbrıs, Türkiye’nin AB’ye gidiş yolunun üzerindeki en önemli engel olacaktır.


AVEROF-ZORLU VE

MENDERES-KARAMANLİS


Bundan böyle, artık Annan planı yok. 


Kıbrıs Rumlarının  üstünde de herhangi bir çözüm baskısı kalmıyor.


Geriye sadece, Türkiye ile Yunanistan kalıyor.


Yunanistan, Kıbrıs’ı tam üyeliğe kabul ettirerek, sırtındaki en önemli yükten kurtulduğu için rahat.


Türkiye de, AB uğruna  Kıbrıs’ta belirli kırmızı çizgileri geçmeyeceğini açıkça gösterdi.


Yani herkesin eli belirli oranda açıldı.


Eğer Yunanistan ve Kıbrıs Rumları, Türkiye’nin AB’ye gidişini engellemek istiyorlarsa,  bunu kolaylıkla  gerçekleştirebilirler. Ankara’nın en çok duyarlık gösterdiği toprak, egemenlik ve mal mülk  değişimi konularındaki tutumlarını aynen sürdürürler. Mesele hallolur...


Eğer Türkiye’yi AB’de görmek istiyorlarsa, Türkiye’de AB’ye tam üyeliği gerçekten arzuluyorsa, o zaman işler değişir. Sonuç alınabilir.


Tek çıkış yolu da, 1960’ta dışişleri bakanları  Averof-Zorlu’nun başlattıkları , iki Başbakan Menderes ile Karamanlis’in tamamladıkları sürecin tekrarlanmasıdır.


Yunanistan’ın Simitis’i ve Papandru’su bu açıdan bir şanstır. Zira  bu ikili şimdiye kadar hiçbir zaman aşırılığa kaçmamış, daima uzlaşı aramıştır.


Bu açıdan bakıldığında, Erdoğan-Gül ikilisinin  Avrupa Birliği hedefine bakışları ve Kıbrıs’ta çözüme yaklaşımları da bir şanstır.


Bakalım tarih tekerrür edecek mi?



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…