BU DURUMDAN
HEPİMİZ SORUMLUYUZ...
Önce Kıbrıs, ardından Tezkere ile ilgili olarak yaşananlar, Türkiye’nin yönetimi konusunda ilginç dengeler kurulduğunu göstermiştir. Ülke’nin karar alma mekanizmaları, belki de AKP’nin deneyimsizliğinden veya beceriksizliğinden, adeta el değiştirmiştir.
Kıbrıs-Tezkere konusundaki belirsizlikler ve gecikmelerden, , 365 Milletvekiliyle TBMM’ni kontrol altında tutan bir parti olduğu için, doğal olarak AKP’nin sorumlu tutulması gerekmektedir. Hesaplarını iyi yapamamışlar, partilerinin nabzını iyi tutamamışlar ve sonunda, kendi dışlarındaki faktörler ve kurumların etkisi altında kalmışlardır. Ancak, bu noktaya gelinmesinde, AKP çok yanlız bırakılmıştır.
İSLAMCILAR :
AKP içindeki İslamcılar hem Tayyip Erdoğan, hem de Abdullah Gül’ün tutumlarını etkilemişlerdir. Kullandıkları oyun ne anlama geldiğini bilmeden, kimi bilinçli olarak, kimi bilinçsiz şekilde hareket etmişler ve son derece tehlikeli bir yol kazasına neden olmuşlardır. AKP’li yöneticiler de işin ciddiyetini çok sonra anlayabildiklerinden dolayı, kazayı önleyememişlerdir.
CHP :
Kıbrıs ve Tezkere konularında en tutucu yaklaşımı CHP göstermiştir. “Biz muhalefetiz, itiraz etmemiz doğaldır” diyerek bu yaklaşımlarını haklı çıkaramayacakları kadar sert bir tutum sergilemişler, ülkenin uzun vadeli çıkarlarını hiç dikkate almamışlardır.
CUMHURBAŞKANI SEZER
Hem Kıbrıs, hem de Tezkere konusunda Cumhurbaşkanı son derece olumsuz bir tutum takınmış ve hükümete hiçbir destek vermemiştir. TBMM Başkanı Arınç’ın yaklaşımlarıyla güç birliği yapmıştır.
WASHİNGTON :
Müzakerelerde rol almış Türk yetkililerin anlattıklarına göre. “Washington Ankara’yı cepte keklik görmüş, ne istenirse kabul ettireceği varsayımından hareket ederek, Türk tarafının beklenti ve isteklerini çok geç algılamışlardır. Ardından da, müzakerelerde son derece yavaş hareket etmişlerdir... Washington, taleplerinde çok aceleci, yükümlülüklerinde ise son derece yavaştı, tepeden bakan, gereksiz ayrıntılarla zaman harcayan bir tutum sergilemişti. Kısacası, Türk hükümetinde yönetim hatasına Amerika’da büyük katkıda bulunmuştur.”
ASKER
TSK Kıbrıs konusuna olumsuz yaklaşmış, Tezkere konusunda görüşünü açıklamakta geç kalmış, en önemli MGK toplantısında sesini çıkarmamıştır. Birçok çevrede bu yaklaşım, Genelkurmay Başkanı Org. Özök’ün “kimse bizden görüş istemedi” demesine rağmen, genelde “AKP’ye destek veriliyormuş izlenimi yaratmama çabası” olarak nitelenmiştir.
KEMALİSTLER
Medya ve Sivil Toplum Örgütleri içindeki en etkin ve sesini en yüksek tondan duyaran Kemalistler de bugüne gelinmesinde önemli rol oynamışlardır. Atatürk’ün Türkiye’yi Batı’ya yöneltme ilkesini görmezden gelmişler, 1920’lerdeki bağımsızlık politikasını bugünlere uyarlamışlar, Atatürk yaklaşımını yanlış biçimde “herkese sırt çevirmek” diye yorumlamışlar ve belki de farkına varmadan ülkede büyük bir hesaplaşma sürecini de başlatmışlardır.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|