TÜRKİYE, KUZEY IRAK’TA
NE YAPMAK İSTİYOR?
Türkiye, Kuzey Irak Kürtlerinin son 12 yılda elde ettikleri statüden ve Saddam sonrasında elde edebilecekleri yeni avantajlardan son derece rahatsız. Aslında, son 12 yılda Kürtler kendi kendilerini yönetir oldular. Kendi dillerinde eğitim yapıyor, hatta dış ülkelerde, ankara’da olduğu gibi temsilcilik kuruyorlar, Washington ve Avrupa’da liderleri devlet başkanı gibi karşılanıyorlar.
Kuzey Irak Kürtleri Bağdat’tan bağımsız bir bölge durumuna gelebildilerse, bunu Türkiye sayesinde gerçekleştirdiler. 91 Körfez savaşı sonrasındaki büyük göçten korkan Ankara, Washington ve Londra’yı zorla ikna edip, Kürt bölgesinin (32 ve 36 ıncı paraleller arasını) korumaya alınmasını sağladı. Böylece, 400 bin kürt göçmen Çekiç Güç sayesinde güvenliksağladı ve geri döndüler. Çokta zenginleştiler. BM kararıyla elde ettikleri Irak petrol parası (yılda 700 milyon dolar) ve Türkiye’ye gelen mazotun Habur sınır kapısına bıraktığı rüşvet ve gelirlerle (tahminen yılda 200 milyon dolar) Batılı Sivil Toplum örgütlerinden (12 yılda yaklaşık 100-150 milyon dolar olarak tahmin ediliyor) gelen desteklerle, kendi başlarına egemen bir bölge yarattılar. Ancak yıllar geçtikçe, Türkiye kendi katkılarıyla gelişen bu yaratıktan rahatsız olmaya başladı. Hele 1996’da Talabani’ye yenilmek üzereyken TSK’nın da desteğiyle kurtulan Barzani’nin tutumu giderek kuşkuları arttırdı.
Şimdi, Saddam sonrası bu yaratığın daha da güçlenmesinden ve daha da egemen bir kürt bölgesi oluşturmasından kaygılanıyor. Kuzey Irak’a asker sokarak, kürtlerin daha büyük kazanımlar elde etmesini engellemek istiyor.
Ankara, Kürtlerin bağımsız bir devlet kurmayacaklarını biliyor. Ancak Federatif bir yapıyla yaşamalarını dahi istemiyor. Kürtlerin, Kerkük-Musul petrollerine el koyup zenginleşme olasılıklarını durdurmak, Saddam sonrası kurulacak yeni Irak yönetiminde kürtlerin tamamen Bağdat’a bağlı şekilde yaşamalarını sağlamak ve savaş sonrasında Peşmergelerin silahsızlandırılıp Irak ordusunun bir parçası durumuna sokulmasına çalışılıyor. Ankara’yı özellikle de, Peşmergelerin ağır silahla donatılması ve sonrasında silahlandırılması olasılığı rahatsız ediyor. Zenginleşen, kendi kendini yöneten ve silahlanmış Kuzey Iraklı Kürtlerin daha kolaylıkla bağımsızlık ilan edebileceklerinden kaygılanılıyor.
KÜRT TEPKİLERİ
BUNDAN KAYNAKLANIYOR
İşte Kürtlerin tepkileri bundan kaynaklanıyor. Türklerin Kuzey Irak’a binlerce asker sokmasına karşı çıkıyorlar. Bu şekilde bugüne kadar elde ettikleri siyasi kazanımları ve savaş sonrasında elde edebilecekleri yeni kazanımları kaybetmekten korkuyorlar.
Bundan dolayı da, “Türk askeri gelmesin “ diye tepki gösteriyorlar. Kürtler, Kuzey Irak’a girecek olan Türk askerini bir daha çıkaramayacaklarını ve sonunda kendileri açısından tehlikeli bir durumun doğacağına inanıyorlar. Saddam sonrasındaki dönemde tekrar Irak’lı olmak, Bağdat’a bağlanmak istemiyorlar. Egemen Kürt bölgesinde bağımsızlığa gidemeseler dahi, kendi kendilerini yönetebilecekleri bir statü kurmanın mücadelesini veriyorlar.
Özetle, Türkiye ile Kuzey Irak Kürtleri arasında, ABD üzerinden siyasi bir pazarlık yapılıyor. Ankara Kürt oluşumunu en aza indirmeye çalışırken, Kürtler ellerine geçen fırsatı kaçırmama çabasındalar.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|