ANNAN, 2004’TE
HALİMİZE ÇOK GÜLECEK (!)
BM Genel Sekreterinin bölge turuna ben “imkansız misyon” adını taktım. Tüm iyi niyetiyle, Kıbrıs’ta çözüm için bütün hafta Ankara- Atina- Lefkoşa üçgeninde dolaşacak. İnsanları sağduyulu düşünmeye davet edecek.
Buna “imkansız misyon” denmez de neye denir?
Cebinde getirdiği 3. planda Rumları ve Türkleri tatmin edebilmek için birçok iyileştirme yapmasına rağmen yine de yaranamaycak.
Kıbrıs Rumlarının yeni lideri Papadopulos, kabul etse de etmese de AB’ye gireceği için kendini sıkıntıya sokmak istemeyecek. Plana “hayır” demiş olmamak için de, Denktaş’tan destek bekleyecek. Denktaş’ın da, gereken desteği fazla geciktirmeden vereceğine eminim.
Annan’ın tek ümidi Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül ikilisi. Ancak onların da işleri başlarından aşmış durumda. Irak macerası AKP’yi hem yordu, hem de epey hırpaladı. Bunun üstüne, ikinci bir cephe açmaya ve risk almaya pek niyetli görülmüyorlar. Üstelik, ne ABD ne İngiltere ne de AB’den Kıbrıs konusunda heyecan gösteren de yok.
Anlayacağınız, Kıbrıs göz göre göre, 16 Nisan günü Tasos Papadopulos’a ikram edilecek. Ardından, bu durum ( yani çözümsüzlük) Kuzey Kıbrıs’ın düşmandan kurtarılma olayı diye açıklanacak. Törenler yapılacak, Annan planını reddedenler, önce Ada’da birbirleriyle kucaklaşacaklar, sonra Anavatan ile “AB kaynaklı ve tamamen Türkiye’yi bölmeye yönelik Annan planından kurtuluş” törenleri düzenleyecekler. Başta Cumhurbaşkanı Sezer, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bazı komutanları ancak özellikle Kuzey Kıbrıs’taki barış gücünün komutanı, ardından Dışişleri Bakanlığının en değerli ve Kıbrıs’ı en iyi anlayan birkaç diplomatı olmak üzere, Kıbrıs’ın 2 inci Kurtuluş mücadelesine üstün katkılarda bulunmuş Türk Büyüklerine kutlama mesajları yollayacaklar.
Tabii, aç karnına sevgi olmayacağı için, Ankara’dan yıllık 350 milyon dolarlık “Kıbrıs maaşının” 500 milyon doları çıkarılması istenecek. “Ayaklanan sokakları yatıştırmak için, para dağıtmalıyız” gerekçesiyle, hemen trasfer yapılması talep edilecek. 160 bin nüfusun üçte ikisi memur olduğu için, önce onların maaşları arttırılacak, ardından emeklilere ve kalan para da “Kıbrıs Türktür Türk kalacaktır” derneklerine, üstün katkılarının nişanesi olarak dağıtılacak.
Aylarca sürecek bu kutlamalardan sonra herkes evlerine dönecek. Hayat yine eskisi gibi ekmek elden, su Ankara’dan olmak üzere, sıkıcı, vizyonsuz, gelecek vaat etmeyen şekilde sürüp gidecek.
Herkes uykudayken, 2004 yılı Aralığında büyük bir gürültü duyulacak. Bir de bakacağız, Türkiye AB kapısından geçerken, KKTC’yi donuna kadar çıplak bırakmak zorunda kalmış. O sıralarda, telaş içinde bugünkü Annan planı mumla aranacak, ancak bulunamayacak.
İş işten geçmiş olacak.
Bir zamanlar “yavru vatan feda edilemez” diyenler ise, büyük olasılıkla ya çoktan tarihe kavuşmuş veya ortadan kaybolmuş olacaklar.
Ne yazık, o gün geldiğinde bunların yakasına yapışıp hesap soramayacağız... Kofi Annan ise, köşesinde olup bitenleri seyredip kendi kendine gülecek...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|