KIBRIS’TA DENKTAŞ
İLE ERDOĞAN KAVGASI
Kıbrıs’ta işlerin bu noktaya gelebileceğini kimse tahmin edemezdi. Beklenen, Kofi Annan planının olumsuz yönlerinin giderilmesi için KKTC ve Ankara’nın tüm gücüyle müzakere etmesi, gerektiğinde araya Washington ve Londra’yı sokması, hatta Irak’ta işbirliğine karşılık Kıbrıs’ta destek pazarlığına dahi girilmesiydi.
Bu beklentinin temelinde de, Annan planının Türk tarafına şimdiye kadar görülmemiş bir avantajlar, getirmesiydi. KKTC ilk defa egemenliğine kavuşacak, kendi kendini yönetecek, kendi bölgesine hakim olacaktı.
Ancak bunun tam tersi bir durum doğdu.
Annan planının masaya konduğu ilk haftalarda Rauf Denktaş kerhen olduğunu hissettirerek, müzakere ediyormuş gibi davrandı. Daha doğrusu, yeni AKP hükümetini kırmamak için, göz yumdu ve masada kalırmış gibi yaptı.
Ancak, ne zamanki çözümden yana olanların sesleri arttı ve sokaklar dolmaya başladı, işin rengi değişti. AKP lideri Tayyip Erdoğan ve Başbakan Gül’ün çözüm çağrısı yapan açıklamaları da artınca, Denktaş tutumunu değiştirdi ve karşı saldırıya geçti.
MAGİNOT HATTI
GEÇİLMEZ (!)
KKTC Cumhurbaşkanı Ada’da Majinot (1) (Fransızcası Maginot) hattı kurdu.
Arkasına , TSK’nın bazı ağır toplarını , dışişleri bakanlığının Kıbrıs dairesi ve bakanlığın en tutucu isimlerini ve Mümtaz Soysal’ı aldı. Sokaklara da, çözüm olduğu taktirde çıkarı bozulacak dernekleri, eski silah arkadaşlarını, bindirilmiş kıta gibi davranan ülkücü gençleri ve Türkiye’den gelip Üniversite tahsili yapan MHP eğilimli gençleri saldı.
Eski mücahitleri ve nüfusun yaşlı ancak önemli bir kesimini olşuturan devletten maaş alanları da “Eğer AB’ye girersek avucunuzu yalarsınız, hiçbir iş yapmadan aldığınız bu paralar gider ve aç sefil kalırsınız” diye açıkça korkuttu.
Bir yandan vatan-millet-Sakarya edebiyatı, öte yandan çıkarı bozulacak kesimleri korkutarak, müthiş bir savunmaya geçti.
Kıbrıs’ta bugün, sağın eski tüfekleri inanılmaz bir direniş gösteriyorlar. Sovyetler Birliği çökerken, solun eski tüfekleri, KGB gibi en katı muhafazakarlar dahi böylesine bir direniş göstermemişlerdi.
AKP BU HATTI GEÇEBİLİR Mİ?
Denktaş şu sıralarda taktiğini daha da sertleştirdi.
Denktaş, planın müzakeresini filan da bir yana bıraktı ve açıkça “ya ben, ya Annan planı “ demeye başladı. Hiçbir çözüm istemediğini ortaya koydu. Bugünkü durumun devamından başka hiçbirşeyi kabul etmeyeceğini açıkladı.
Bunlar yetmiyormuş gibi, şimdiye kadar görülmemiş bir yaklaşımla, Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldı.
İki defa açıkça meydan okudu.
Erdoğan-Gül ikilisi ne zaman “Kıbrıs politikamız değişti, çözüm istiyoruz” deseler, Denktaş hemen vuruyor.
“...Ben değişmedim, o değişti” diyor.
Arkasını güvenceye almış olmalı ki, daha da ileri gidip “... kulaktan dolma bilgilerle hareket ediyor” gibi, bir siyasi lidere söylenebilecek en ağır sözü sarfediyor.
Tam bir meydan savaşı var.
Final, önümüzdeki birkaç hafta içinde yaşanacak.
Kofi Annan, her iki tarafın değişiklik isteklerini dikkate alıp 3 üncü planını verecek. Bunun artık müzakeresi filan da olmayacak. “Ya kabul edin veya reddedin” denecek.
Dananın kuyruğu , işte o zaman kopacak.
Acaba AKP bu Majinot hattını geçebilecek mi?
Yoksa pes mi edecek?
Ne dersiniz.
(1) MAGİNOT, 2 inci Dünya savaşı sırasında, Alman saldırısını önleyebilmek için Fransanın kurduğu ve “geçilmez” diye adlandırılan bir savunma hattıdır. Aralıklarla sıralanmış, top mermisinin sarsamadığı beton yığınları ile Fransa kendini bir güvenceye almıştı. Ancak Almanlar, başka yönden (Belçika üstünden) gelip , Fransayı kolaylıkla istila ettiler. MAGİNOT HATTI GEÇİLMEZ sloganı ise hep kullanıldı.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|