Uzunca bir süre, Kıbrıs?ta çözüm olabilece?ini sanmı?tım. Türkiye ve KKTC?yi yönetenlerin, hangi çıkamza girdi?imizi görmü? olabileceklerini ve ülke için en iyi formülü bulup, Annan anla?masını imzalayacakları ümidi do?mu?tu.
Bunun, 12 Aralık öncesinde gerçekle?mesi durumunda Türk tarafının çok karlı çıkaca?ı ortadaydı. Ancak çe?itli nedenlerle bu fırsat kaçırıldı, Türk tarafının elindeki kartların önemli bir bölümü kaybedildi.
Ardından, 28 ?ubat randevusu çıktı. Bu son fırsattı. Ada?da önemli gösteriler yapıldı. Kamuoyu ayaklandı. Türkiye?de son derece a?ırlıklı isimler, BM Genel Sekreteri Kofi Annan planı?nın , bazı de?i?ikliklerle kabul edilmesi gerekti?ini söylediler.
KKTC?yi yönetenler (Cumhurba?kanı Denkta?, Ba?bakan Ero?lu ba?ta) ise tam aksine ters tepki gösterdiler. Annan planının Kıbrıs?ı? ve Türk varlı?ını yok edece?ini ileri? sürdüler.
Bu tartı?malarda durum giderek ?çözümden yana olanlara? do?ru kayıyordu ki, beklenen geli?me ya?andı.
Türk devletine a?ırlı?ını koyan kurum ve unsurlar ortaya çıkıverdiler.
KKTC?nin a?ır topları, çözümden yana olanları ?vatan haini olarak? suçladılar. Türk Dı?i?leri bakanlı?ının militan kadroları ?Cumhuriyetçi Türk Partisini?, Rumlarla i?birli?i yapmakla (!) suçladı. Genelkurmay, uzun bir suskunluktan sonra, Kıbrıs?ın ?Anadolu?yu koruyan hayati bir stratejik konumda? bulundu?unu (!) açıkladı.
Bütün bu gerekçelerin komikli?i sorgulanmadı ve Türk? tarafı, ??ahinlerin? ön almalarıyla birlikte ?înce ayar? operasyonunu ba?lattı.
Benim öyle bir hissim var ki, bu ?ayaklanma? daha da sürecek. Hatta olaylar çıkarılacak. Kamuoyundaki ?ayaklanmayı? bastırabilmek için kı?kırtmalar ya?anacak.
Ya?asın, Kıbrıs?ı kurtardık. (!)
Hayırlı olsun...
NOT: Bana sorarsanız, asıl Kıbrıs?ı ?imdi kaybetme sürecine girdik...
ABD DE T?RKİYE?YE
DUYARLI DAVRANMALI
Dünkü yazımızda, Türkiye?nin Irak konusunda büyük dü?ünmesi, ABD?nin ne yapmak? istedi?ine daha çok dikkat etmesi gerekti?ini yazmı?tım. Bugünde, madalyonun öbür tarafına bakmak ve bu ili?kilerde ABD?nin de duyarlı davranması zorunlu?una de?inmek istiyorum.
Washington, ?stratejik ortak? diye niteledi?i Türkiye?den? bir an önce karar vermesini ve tam destek sa?lamasını beklemekte ne kadar haklı ise,? Türkiye de amerikadan mümkün oldu?unca açık davranmasını beklemekte haklı sayılmalı. Geç kalınıyor diye ?ikayet etmemek, Türkiye?nin ku?ku ve kaygılarını anlamak gerekir.
Bazı ülkeler bırakın sava?a pasif destek vermeyi, sava?a uzaktan katılmaktan dahi korkarken, Türkiye?den topraklarına 280 uçak, 80-90 bin Amerikan-İngiliz askeri kabul etmesi isteniyor. Hem de ne Washington ne de Londra, harekatın boyutları, süresi ve uzun vadeli amaçları hakkında açık bilgi vermiyorlar. Türkler topraklarına kabul edeceklerin askerlerin ne kadar kalacaklarını bilmiyor. Saddam sonrasında neler olabilce?i ve Ankaraya ne rol kalaca?ı da tam anla?ılamıyor.
Durum böylesine soyut olunca da, Ankara?daki sivil yöneticilerdeki çekimserlikler artıyor. Farklı görüytekilerin a?ırlıkları büyüyor. Kafalar daha fazla karı?ıyor.
Ankara?nın bugün en büyük gereksinmesi, Washington ile Londra?dan mümkün oldu?u kadar fazla bilgi almlak ve ikna edilmek.
Bunu küçümsememek gerekir.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|