DENKTAŞ KAPIYI
ARALIK BIRAKTI
Öncelikle, Kıbrıs ile ilgili Çankaya doruğundan başlayalım. Toplantıya katılan yetkililere yakın kişilerden (yani ikinci elden) öğrendiğim manzara şöyle:
TÜRK TARAFI , BM Genel Sekreterinin sürdürdüğü çabalara destek vermeli, masadan kaçınılıyormuş gibi bir hava yaratılmamalıdır.
KKTC, Annan öneri paketinde gereken değişikliklerin yapılmasına çalışmalı, komiteler kurulmalı ve sonuç alınmasına çalışmalıdır.
RAUF DENKTAŞ’a bu çabalarında Türkiye’den gereken destek verilmelidir.
Toplantıya katılanlardan edinilen izlenime göre, genel yaklaşım “çözüm aranması” şeklinde. Bir ara Dışişleri Bakanlığının Çarşamba günkü açıklaması kafaları karıştırdı, ancak dikkatli şekilde okununca, açıklamada yeni hiçbir unsurun bulunmadığı ve uzun süredir ortaya konan görüşlerin tekrarlanmasından öteye gitmediği anlaşıldı.
ASKER VE KÖŞK
NE DİYORLAR?
Kamuoyunda en çok ilgi çeken unsur, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki suskunluk. Şimdiye kadar TSK hiçbir konuda böylesine suskun olmamıştı.
O kadar ki, Genelkurmay’ı ziyaret eden ve genelde dışarı “görüş” taşıyan siviller dahi elleri boş döndüler. TSK’nın özellikle üst düzey komuta heyeti hiç renk vermedi. 3 yıldızlı rütbelerin altındakiler ise, memnun olmadıklarını hiç saklamıyorlar. Onlara göre, Kıbrıs satılıyor ve bu satışı savunan ve destekleyen herkes vatan hainidir. O kadar ki, ağızları varmıyor ancak, Kenan Evren’i dahi aynı kategoriye koyduklarını artık saklamıyorlar.
ÇANKAYA ise olaya hukuk açısından bakıyor ve giderek sertleşen biçimde muhalefetini hissettiriyor. Cumhurbaşkanı Sezer’in bu tutumun acaba Avrupa Birliği ve Kıbrıs ile mi, yoksa AKP hükümeti ile mi bağlantılı olduğu ise henüz anlaşılabilmiş değil.
Özetlersek, Çankaya Köşkü Kıbrıs konusundaki en önemli (Denktaş ve Soysal’dan sonra) muhalefet odağını oluşturuyormuş izlenimi yaygınlaşıyor.
HÜKÜMETİN TUTUMU
DEĞİŞİYOR MU?
AKP lideri Erdoğan ile Başbakan Gül’ün tutumları –en yakındakilere göre- hiçbir şekilde değişmiş değil.
“Ne pahasına olursa olsun imzalayalım” denmiyor. Genel yaklaşımları “Annan planında gereken değişiklikler yapılsın ve KKTC’de, Rumlarla birlikte AB’ye girsin” şeklinde.
Yapılacak değişiklikler olarakta şu noktalar öne çıkıyor:
Karpas’ta toprak vermemek
Haritalarda bazı değişiklikler yapmak
Egemenlik-Tanınma ile ilgili KKTC’nin duyarlıklarını karşılamak.
DENKTAŞ VE SOYSAL
ÇÖZÜMDEN YANALAR MI?
KKTC Cumhurbaşkanı basın toplantısında da hemen hemen aynı mesajları verdi:
Kofi Annan paketi içime sinmiyor. Bu haliyle kabul edilemez. Mutlaka değişiklik gerekiyor. Bunu gerçekleştirebilmek için, müzakereye oturmaya hazırım.
Kıbrıs Kararları, Türkiye ile birlikte alınmıştır ve bundan sonra da Türkiye ile birlikte alınacaktır. (Yani, KKTC’nin başkaldırması gibi söylentiler yalandır) Biz görüşlerimizi savunuruz, Türkiye kendi görüşlerini savunur ve sonunda görüş birliğine varırız.
28 Şubat’a kadar, ortak komiteler kurup sonuç almaya çalışacağız. Ancak, artık dostumuz sayılan İngiltere ve ABD gibi ülkeler ve Avrupa Birliği bundan böyle Rumları uyarmalılardır.
KKTC Cumhurbaşkanı, basın toplatısında zayıflamış, sağlıklı ve dinç bir görünüm içindeydi.
Denktaş, son 40 yıl içinde zaman zaman bize kızar, eleştirilerimize zehir zemberek yanıtlar verir ancak, sevgisinden de hiç bir şey kaybetmez.
Artık eskiyi bir yana bırakalım ve 28 Şubat’a kadar ki dönemi değerlendirmeye bakalım...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|