Mehmet Ali Birand
 
SON KARARINIZ MI?
 
 

SON KARARINIZ MI?


KOPENHAG


Türkiye’yi yönetenler şu günlerde tarihi bir karar verme aşamasındalar. 50 yıllık bu toplumu sokaklara döken, uğruna çatışmalara girilen, yetmeyince savaş çıkarılan, 50 yıl boyunca tüm diplomatik çabalarını yönlendirdiği ve milyarlarca dolar harcanan Kıbrıs’ta iki seçenekten biri tercih edilecek.


EVET denilecek ve...


Kıbrıs bir Elen adası olmaktan çıkarılacak. Türk tezi 50 yıl sonra ispatlanmış olacak ve yeni bir Kıbrıs kurulacak. Türklerle Rumlar eşit birer  ortak olacaklar.

Savaş sırasında fazlasıyla alınmış olan toprakların yüzde 7.5’u geri verilecek, 40 bin Türk yerlerinden  çıkıp başka yerlere  yerleştirilecek, buna karşılık geri kalan bölümü hukuken Türk  Türk toplumuna bırakılacak.

Yapılacak toprak ayarlamasıyla, 20 yıl gibi uzun bir süre içinde 200 bini aşacak olan Türk toplumunun arasına 40 bin kadar Rum yerleşecek ve Türk bölgesinin yasalarına uyarak yaşayacaklar.

Türk toplumu, bugünkü 2.500 dolarlık gelir düzeyini birkaç yıl içinde en az 7.500 dolara çıkarıp zenginleşecek.

Türk topulmu 50 yıllık izolasyondan kurtulacak, ister kendi bölgesinde, ister AB vatandaşı olarak Avrupa ülkelerinden iş bulabilecek, yaşayabilecek, ulaslararası camiaya katılabilecek.


HAYIR  denilecek ve...


Kıbrıs Türk toplumunun günlük yaşamı hiç değişmeyecek. Yani aynı fakirlik, aynı kötü yönetim devam edecek. Emekliler, Türkiye para verebildiği sürece her ay paralarını alabilecekler ve günlerini  kahvelerde oyun oynayarak  geçirebilecekler. Çalışmak zorunda kalmayacaklar.

Bürokratlar işlerini kaybetmeyecekler ve eskiden olduğu gibi, hiçbir şey yapmadan maaşlarını alabilecekler.

Yolsuzluklar yine sürecek, banka sistemi aynı şekilde devam edecek. Belki 2003-2005 döneminde Türkiye, KKTC  ekonomisini canlardırabilmek için yatırım ve yardımlarını arttıracak, ancak uzun vadede Kıbrıs’ın Kuzey’i Türkiye’nin  bir vilayeti konumuna girecek. Türkiye’deki tüm iyilik ve hastalıklar aynen oraya da yansıyacak.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin bugünkü 50 bin kişilik gücü, 10 bine inmeyecek, komutanlar aynı şekilde rütbelerini kazanabilecek, Diplomatlarımız ve diğer bürokratlarımız birer küçük vali gibi hareket edebilecekler.

20 yıl sonra, KKTC’nin kişi başına geliri 5 bin dolar civarına çıkarken, Rumlarınki 20 bir doları bulacak... Ada’da göçten dolayı, Kıbırs Türk genci kalmayacak... Türkiye AB’ye katılacağı gün Kıbırs dosyası yeniden ortaya gelecek ve KKTC bugünden çok daha fazla özverilerde bulunmak zorunda kalacak.


KISA VADELİ SIKINTI,

UZUN VADELİ ÇÖZÜM MÜ?


Karar büyük oranda Türk yetkililerin elinde.


Rauf Denktaş, Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Yaşar Yakış, Cumhurbaşkanı Sezer  ve Org. Hilmi Özkök bu kararı verecekler. Başkaları değil...


Şu sıralarda da eminim kararlarını aşağı yukarı vermişlerdir.


Erdoğan- Gül ikilisi etrafındaki insanları dinlemişlerdir. Ne yazık ki, etraflarında Kıbrıs’ı sağlıklı şekilde değerlendirebilecek ve onlara son adımı atabilmeleri için cesaret verebilecek çok fazla insan yok. 8-10 kişinin  dışında kalanlar, hep eski sloganlarla konuşuyorlar. Üstelik, rahatları  bozulacağından dolayı da korku içindeler. 


Acaba doğru mu yaparız?”


Acaba asker ne der?” diye soruyorlar.


Org. Hilmi Özkök’te hem Kuvvet Komutanlarını, hem karargahını, hem de Ordunun diğer kesimlerini dinliyor. Son kararı vereceği için, eminim o da tereddüt içindedir. “Keşke kararı siyesiler verse  ve biz uygulasak” diye düşünüyordur. En zor kararı verecek kişi olarak Genelkurmay Başkanını görüyorum.


Cumhurbaşkanı Sezer’in , Kıbrıs’ı siyasi değil, her zaman ki gibi hukuki  açıdan değerlendirdiğini sanıyorum. Büyük olasılıkla, ağırlığını koymayacak ve kararı verecekleri uyarmakla yetinecektir.


Rauf Denktaş ise, bugünkü durumun  değişmemesi gerektiğini sık sık söylüyor.


Bu günler en kritik aşamayı oluşturuyor.


Çözüm ile ilgili , olumlu veya olumsuz bir karar veriliyor.


Karar konumundakilere sormak istiyorum: İyi düşündünüz mü? Son kararınız mı?



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- CEMAAT, AK PARTİ'DEN DESTEĞİNİ ÇEKEMEZ...
- Alper Görmüş koskoca iki cilt kitap yazmış. Okudukça yüzüm kızardı...
- PKK İLE SERT BİR SAVAŞ DÖNEMİNE GİRİLİYOR...
- CUMHURBAŞKANI İLE BAŞBAKAN ARASINDA NE FARK VAR?
- Öcalan...
- ÖCALAN SIRADAN BİR MAHKUM DEĞİL Kİ...
- Rüya görmeyelim. PKK böyle tasfiye edilmez
- Davutoğlu efsanesi gerçek mi, yoksa balon mu?
- PKK İKİYE BÖLÜNÜYOR
- RUSYA GÜNDEMİNDE, PKK-ÇEÇEN VE GAZ VAR
- Türkiye artık kararını vermeli…
- TÜRKİYE’DEKİ, 70 BİN ERMENİYİ VATANDAŞ YAPIN...
- Referandumda neden “Evet” oyu kullanacağım?
- MEDYA TERÖRE HİZMET Mİ EDİYOR?
- Hadi bir defa başladık...
- Kürt kökenli olsanız, ne dersiniz?
- BAŞBAKAN BM'DE "DİZEL MOTORU" GİBİYDİ...
- PKK VURUYOR, ANCAK KIŞKIRTAMIYOR...
- Siyaset karşı saldırıya geçti
- BİZE BAKIŞLAR DEĞİŞİYOR...
- Önceki günkü “darbecilik genlerimizde vardı” başlıklı yazım çok yankı yaptı. Aslında...
- Başbuğ, Kozmik odayı açarak doğrusunu yaptı…
- Başbakan için hepimizin farklı görüşü var. Kimimiz için bir devrimci...
- İRAN REJİMİ, KENDİNİ KURTARACAK MI?
- ÖCALAN DAVASINDA, DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER…