ASKER OLUP SİZİ
SEYRETSEM, NE DERİM?
Ben bir Subay olsam ve politikacıların seçim kararı öncesinden başlayıp, bugüne kadar gelen performanslarına bakıp acaba ne düşünürüm?
Yüksek rütbeli, dört yıldızlı filan değil, normal sıradan bir subay olsam ve Türkiye’nin apar topar seçime sürüklenmesini izlesem... Kurum olarak TBMM’nin sapır sapır dökülmesini görsem... Bir partiden öbürüne adaylık pazarlığı yapanları, birgün önce göklere çıkardığı liderini ertesi gün yerin dibine batıranları,birbirini satanları, ilke, dünya görüşü, sorunlarla ilgili tutum almak yerine liderlerinden gelecek emre itaat edenleri gözlesem... Dersini çalışmadan ortaya fırlayan ve sadece laf üretmekle yetinen politikacı türünün tükenmediğini saptasam ne düşünürüm?
Çok üzülür, Ülkemin geleceği açısından karamsarlığa kapılırım.
Bunlara ek olarak, geleneksel partilerin beceriksizlikleri nedeniyle, İslami eğilimi ağırlıklı partilerin giderek büyüdüğünü anketlerden öğrensem...
Peki ne yapardım?
Her araştırmada siyasetçi prestij kaybederken, TSK’nin Cumhurbaşkanından sonra (TESEV araştırmasına göre yüzde 77) en güvenli kurum olarak öne çıktığını görüp “durumdan görev” çıkarmaz mıydım? Asker okulda okutulduğu gibi, Türkiye’nin gerçek sahibinin bizim olduğumuz, ülkeyi koruma ve kollama görevimizin daha da önem kazandığını hissederdim. Atatürk’ün bana bıraktığı miras konusundaki duyarlığım artardı.
Bundan dolayı da, Ülke’nin yönetimine daha fazla karışılması, Genelkurmay’ın ağırlığının daha da arttırılması için elimden gelen çabayı harcardım. Askerin politikaya karışmasına karşı çıkan, bu konuda eleştiride bulunanları duymazdan gelirdim.
Belki de beni tek sıkıştıracak konu, ülkenin geleceği açısından katılmak zorunda olduğumuza inanıyorsam, AB olacaktır. Ancak, herhalde onlar da politik kadroları görüp askere hak verirler diye düşünürdüm.
Ne dersiniz, bu şekilde Asker’imizi neredeyse zorla siyasete sokmuyor muyuz?
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|