İyi yönetici çok şey kazandırıyor. Bunun en son örneklerinden birisi de Kuşadası Belediye Başkanı oldu. Beton yığını haline getirilen Kuşadası'nı yeniden dirilterek önemli adımlar atıyor. Baykan Fuak Akdoğan diğer belediye başkanlarına da örnek teşkil ediyor.
Kuşadası en talihsiz tatil yörelerimizden biridir.
Belediye başkanlarının yanlış politikaları sonucu, güzelim bir kasaba, çirkin bir kent'e dönüştü.
Rahmetli Lütfi Suyolcu, 1980'lerde binaların dört kattan yüksek yapılmaması kararını Ankara'dan söküp almasını bilmiş, nizam planı hazırlamış, ancak mafya'nın kurşunlarından kendini kurtaramamıştı.
Ardından Belediye Başkanları harvurup harman savurdular. 1990'lar Kuşadasının katliamına sahne oldu. Dağ taş beton yığınına dönüştürüldü. Rant kavgası, bu güzelim bölgeyi mahvetti.
İlk defa şu aralarda bir ümit doğuyor.
Belediye Başkanı Fuat Akdoğan Kuşadasına sahip çıkıyor.
Akdoğan eski Kuşadalıdır.
Babası Naci Akdoğan, efsane turizmci Özer Türk ile birlikte Kuşadasında ilk turizm adımlarını atan insandır. İlk turizm acentasını açmış, otelleri olan köklü bir aileden gelmektedir.
Ada'nın potansiyelini görmüş olan bu insanların misyonunu şimdi Fuat Akdoğan sürdürüyor.
Başkan, inşaat ruhsatı verilmesini askıya aldı, eski ruhsatları iptal etti, 200 bin ağaç diktirtti, Kuştur plajlarını yeniden düzenledi, Kadınlar denizinin 5 bin konut ve işyerinin kanalizasyonunun denize dökülmesini durdurup ana kanalizasyon şebekesine bağladı. Kentin diğer kanalizasyonunu açık deniz deşarjına geçirdi, Tusan gölü ve bataklığını kuruttu ve nefis bir lagün yarattı, Güvercin adayı işgalden kurtardı.
Kuşadasına giden eski Kuşadalılar, Kadınlar denizindeki düzenlemeleri görenler, çarşıdaki yeni düzenleme çalışmalarını bilenler keyifleniyorlar.
Deniz turizminin bu en önemli merkezini artık rantçılardan kurtarmalıyız. Bu ümidin yeşermesine yardımcı olursak, hem Kuşadasına hem de ülke turizmine büyük katkıda bulunuruz.
Fuat Akdoğan, bu güzelim turizm merkezini kurtarabilir. İşki, herkes gereken desteği versin.
Bu kadar kısa sürede bunca işi yapabilmek kimsenin harcı değildir.
Bravo Başkan'a...
*
İKİ HAFTA İZİN RİCA EDİYORUM...
Affınıza sığınarak iki hafta izin rica ediyorum.
Bu yıl çok hızlı ve heyecanlı geçti.
Hem CNN TÜRK'teki MANŞET programı, hem 32.GÜN hem de haftada 6 gün yazı yazmak çok yorucu oluyor.
Hele olaylar böylesine hızlı gelişir ve hergün yeni bir krizle yatıp kalkılırsa, insanın başı dönüyor.
Herkes gibi bizim de dinlenmeye ihtiyacımız var.
İzin verirseniz, bu köşe Eylül başına kadar kapalı kalacak. Eylül başından itibaren yine aynı heyecan, aynı hırsla yürüyüşümüze devam edeceğiz.
