Cemre, elindeki telgrafı uzattı.
“Şuna mutlaka cevap yaz” dedi. Bir telgraf metni “Sizi çok seviyoruz, bir an önce iyileşin”.Ne isim var, ne de başka birşey. Sadece “PTTLevent Muhabere çalışanları” yazılıydı.
Bana çok dokundu...
Aynı şekilde, adını sanınıbilmediğim binlerce insanın sıcaklığınıhissettim. Twitter’dan olsun, mehmetalibirand.com.trileşitişm adresinden, facebook’danyolladıkları mesajlarla, telefon sms’leriyle beni adeta sevgi yağmurunatuttular.
Dualarını eksik etmeyenler, beniyanlız bırakmadılar. Beni kucaklayanların, ne ideolojik, ne de laik-antialikayrımı vardı. Patronlar da vardı, hiç tanımadığım lokanta garsonu da, GenelkurmayBaşkanı da Kürt de Alevi de vardı.
Bana yaşamanın gerçekte ne anlamageldiğini, kavgasız da iletişim kurulabileceğini, karşısındakine sevgiyleyaklaşmanın hayatı daha rahatlattığını, basitleştirdiğini öğrettiniz.Karşılıksız şekilde, elektriğinizle beniyaşattınız. Bu duyguların hiçbirini bukadar hissetmezdim. Beni uyandırdınız. Yeni bir Mehmet Ali yarattınız.
Keşke bunları öğrenebilmek için,hastalanmaya gerek kalmasaydı.
Neyse, olan oldu.
Artık, Cemre ile birlikte bu defteri kapatıyoruz.
Bir süre, başka dünyalardayaşamak, başka kokuları koklamak istiyorum. Bu anda en çok istediğim, hiçbirşey olmamış gibi, Eylül’ün ilk haftası işimin başına geçip yoluma devam etmek.
Bir konuda emin olmanızıistiyorum: Gözlerime, bakışlarıma sevgi doldurdunuz.
BENİM SÜPERMENLERİM
Tahmin edebileceğiniz gibi, benibu maceradan, elimden tutup, en doğru ve etkili tedavi metodlarıylakurtaranların başında üç kritik isim var. Benim katkım sadece, hiç moralimibozmamak ve kendimi umutsuzluğa bırakmamak oldu. Gerisi onlara ait. Üçüne debüyük teşekkür borcum var.
Resim Prof. Sualp Tansan
Mucizenin altında yatan isim, Prof. Sualp Tansan. Abartmıyorum.Hastasını iyi tanıdı. Ne fazla ümit verdi, ne de karamsarlık. Ben de doğrusu,doktoruma inandım. Uyguladığı tedaviyisorgulamadım. Dış dünyada, adını söylediğim zaman aldığım yanıt zatenyeterliydi. Sonuçta en doğrusunu yaptı. Adeta mucize yarattı.
Resim Prof. Dr. Orhan Bilge ve Prof. Dr. Mehmet Tekinel
Eskiden tanımazdım. Gördüğüm andagüven verdi. Tek soru sordum “Doktor bey, bu ameliyattan kaç taneyaptınız?”. Aldığım yanıt beni ikna etmeye yetti: 20 yılda, bine yakın...Bin an için dahi, yurt dışına gitmeyi düşünmedim. Ameliyat sonrası Prof. Dr. Orhan Bilge’ye neden güvenmekgerektiğini daha iyi anladım... Prof.Dr. Mehmet Tekinel de alanında son derece yetenekli. Zaten, bu üç isim, okadar uzun süredir birlikte çalışıyorlar ki, artık birbirlerinin dilini adetaezberlemişler. Hastalığı şimdi vurduk. Bundan sonra denetleyeceğiz. Başınıkaldırdığı yerde tekrar vuracağım.
MESLEKTAŞLARIMIN,BENİ
BU KADAR SEVDİĞİNİBİLMEZDİM...
Doğrusu, beni şaşırtan diğer birgelişme, yazılı basındaki meslektaşlarımdan aldığım yoğun sevgi-sempatimesajlarıydı. Gazeteciler geneldebirbirlerini pek sevmezler. Acı birrekabet yaşandığından dolayı hep bir itişme vardır. Ben de kendimi, buçekişmeden payını alanlar arasındagörürdüm.
Meğer yanılmışım. Hiçbeklemediğim bir sıcaklıkla karşılaştım. Karşımda, yapmacık olmayan, içten birsevgi buketi buldum.
Ailem olarak gördüğüm ve AydınDoğan’dan başlayarak, Rıfat Ababay’ınPOSTA’sı, Kanal D’den Pelin DiştaşYaşaroğlu, Süleyman Sarılar ve Haber Merkezi, grubun CEO’su İrfan Şahin’in yakınlıkları, Uğur Dündar ve Ali Kırca’nın incelikleri-jestleri unutulmaz. Patronuyla, yazarıyla,muhabiriyle herkesten cok sevgi gördüm.
Medya yelpazesinin sağındansoluna, yazıları, ziyaretleri, telefon, e-mail mesajlarıyla yanımda durdular.Hiç tanımadağım haber merkezleri, adını bilemediğim genç muhabirler veyayıllardır birlikte koşuşturduğum eski dostlar... Hepsi hepsi beni sarmaladılar.
Ne eski kavgalar, ne de rekabetinhoyrat itişmeleri kaldı. Hepimizin önünde galiba, hayatın o aniden değişiverengaddar yüzü çıkıverdi, hepimizi korkuttu.
Sizler gibi, beni duaları,dilekleri, iyi niyet mesajlarıyla destekleyen tüm meslektaşlarıma da büyükteşekkür borcum var.
Sağolun arkadaşlar...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|